DSpace Repository

Geçmişten günümüze "soytarılık" kavramının tiyatroda yansıması

Show simple item record

dc.contributor.author Ünsal, Şuayip
dc.date.accessioned 2015-11-24T16:47:15Z NULL
dc.date.available 2015-11-24T16:47:15Z NULL
dc.date.issued 2006
dc.identifier.uri http://hdl.handle.net/20.500.12397/9841 NULL
dc.description.abstract Soytarılık mantığı, içinde barındırdığı "nüktedan olma" özelliğiyle, bilinen her kültürde, her dönemde var olmuştur. Bir başka deyişle soytarılık uygarlıkla aynı yaştadır. Bu antik sanat, içinde hepimizin bulunduğu insanlığa seslenir. Toplumun ve sistemin dayatmalarına karşın "kişiliğinizi koruyun ve geliştirin" der. "Utopia"nın yazarı Sir Thomas More'dan "en akıllı, en alim insanların soytarıları ile arkadaş olduklarını" öğreniriz. Renaissance'da İtalyan prensleri şöhret sahibi soytarılarıyla iftihar eder, soytarılarını "hediye paketi" misali "kibarlığını" göstermek için komşu şatolara gönderir, prensin soytarısı o komşu aileyi hem eğlendirir, hem de alttan alta prensin mesajını zekice bu aileye sezdirirdi (örneğin komşu ailenin kızını beğendiğini sezdirmesi gibi). Soytarılar, şiirden, müzikten, tiyatrodan anlar. Soytarıların çoğu yer ve gök bilimleriyle içli dışlıydı. XV. yüzyılın başında Meksika'da imparator Montezuma'nın sarayında soytarılar felsefi konuşmalarla komiklik yaratırlardı. Mısır'da firavunların mezarlarındaki resimlerden anladığımıza göre, firavunların soytarılığını yapan cüceleri vardı. Tarih kitapları XIII. Charles döneminde Fransa'yı imparatorun değil, soytarısı Marais'nin yönettiğini yazar. XVI. yüzyılda soytarılar tiyatro sahnelerinde yer almaya, güldürerek düşündürme, eğlendirerek "gözleri açma" işini gerçek efendileri olan halkla paylaşmaya başlıyorlar. Soytarıların tarihine baktığımızda kadın soytarılara da rastlarız. XVI. yüzyılın başında İtalya'da soytarılık eden Giovanna Matta ve Caterina Matta çok ünlüdür. Osmanlı İmparatorluğu'nda ise soytarı bulundurma geleneği Sultan II. Beyazıt döneminde başlar, Tanzimat dönemiyle sona erer. XX. yüzyıla geldiğimizde modern soytarılarla karşılaşıyoruz. Charlie Chaplin, Lorel-Hardy, Marcel Marceau gibi… Soytarılar her dönem varolmuşlardır ve içinde bulundukları toplumsal yapıya göre biçim değiştirmişlerdir. Bu da zaten doğanın yasasıdır. Soytarılar; ezilmişler sınıfından gelir; sınıf atlamaz, ait oldukları sınıfın gözüyle dünya işlerini yorumlar, efendilerinin gözünü açarlar. Bugün de soytarılar aynı şeyi yapıyor çünkü soytarılık bir ruh halidir. Soytarılık kendi gerçek kişiliğimizi bulmamızda bize yardımcı olan bir düşünce yöntemidir. The comic spirit of clown has kept it's existance by the sence of humour and witticism in the every well-known culture. Clowning and civilization are at the same age. This ancient art calls everyman to be human.Clowning teach us to protect our selfconfidients againist to system and public. Thomas More "Most enteligant and smartest people's most sincerly friends were usualy the clowns." says in "Utopia". The İtalian Princes were proud of owning a clown in their palaces in the Renaissance. Whenever they want to be polite to their friends or neighbours, they used to send theme , their clowns , ‘as a gift' for couple of hours to make them happy and joyfull. Clowns had a ability about music,poem and theatre. Also they interested in astrology and geology. Clowns were having conversition about philosophy at the begining of XV. century in Mexico Emperior Montezuma's palace. In Egypt, Pharaoh's had a clowns that we are able to know by the Picture of Egypt Pharaoh's graves. They used to had a dwarf clowns. The Historian Books writes that in France, control was not on the XIII.Charles but on his clown Marais. İn XVI. century,Clowns gets on the stage and clowns true master's of public ,make laugh and beware of high class.We can see a woman clowns in the History of Clowning. Giovanna Matta ve Caterina Matta were famous clowns in İtaly at XVI. Century. İn Ottoman Emperior, "To own a clown in palace" luxcury had started with Sultan II. Beyazıd and this custom has lost by 1900. When we look up to XX. century we see clowns like Charlie Chaplin, Laurel and Hardy, Marciel Marceau... The Clowns are changing as far as the World system changes. Clowns never belonged to high class. They were and are always belong to ordinary classes. As a result; clowns, try to help us to find our own clowns. "To find out your clown" means; help yourself to find yourself. en_US
dc.language.iso tr en_US
dc.publisher DEÜ Güzel Sanatlar Enstitüsü en_US
dc.subject en_US
dc.title Geçmişten günümüze "soytarılık" kavramının tiyatroda yansıması en_US
dc.title.alternative The effects of clowning conception on theatre by the past to nowadays en_US
dc.type Thesis en_US


Files in this item

This item appears in the following Collection(s)

Show simple item record

Search DSpace


Advanced Search

Browse

My Account