Abstract:
Son yüzyılın sanatçıları bedenin tarif ediliş şekli ve onun tasarlanış biçimini sorguladılar. Yirminci yüzyılda psikanaliz, felsefe, antropoloji, tıp ve bilim alanlarındaki gelişmelerde yankılanan, gittikçe aşınan 'kendiliğin' fiziki ve düşünsel kavrayışı olarak sabit ve sonlu formu aşınmıştır. Sanatçılar bedenin geçiciliği, herhangi bir etkiye maruz kalma olasığı ve dayanıksızlığını incelediler; dahası insan varlığının doğasında olan kültürel sınırların içinde ve ötesinde 'eylem dışı' kalan kimlik nosyonunu araştırdılar ve keşfettiler. Onlar bilinç nosyonunu ve görünen, şekilsiz ve sınırlı benliğin kendisini ifade etmesini keşfettiler. Onlar böylece zaman zaman bedeni tehdit eden risk, korku, ölüm, tehlike ve cinsellik sorunlarına yöneldiler. Çalışmasının materyali olarak kendi bedenini kullanan sanatçıların işlerinde, farklı disiplin ve kültürlerden fikir ve ideolojilerin karşılıklı etkilişimi açıkça görülür. Beden, toplumsal cinsiyet, ırk ve cinsellik olarak tanımlanan kimliğin konumlandığı, edime dönüştüğü, sorgulandığı ve meydan okunduğu yerdir. Sanatçının bedeni, hem gerçek hem de hedeflenen klişelerden yararlanılarak, kimliğin görsel dilinin kaydı için bir yüzey olarak kullanılır. Kendilik kavramı ve kimlik, kamusal alanda ya da sanatçının kullandığı donatılar, maskeler, kostümler ve kılık değiştirmelerle, kimliğin sahte bir tavrına bürünerek özellikle geleneksel toplumsal cinsiyet rollerinin kesişimini dikkate alarak ortaya çıkan bir eyleme dönüştürülür. Kimlik, sahnelenme ve benimseme yoluyla, giysiler, makyaj ve sahte fiziki öznitelikler, toplumsal cinsiyet kodları ve ırk gibi kabullenilmiş belirti ve gösterenlerden yararlanılarak incelenir. Böylece sanatçının bedeni, toplumda bir kimlik aynası işlevi görmeye başlar. Over the cource of the last hundred years artists have interrogeted the way in which the body has been depicted and how it has been conceived. The idea of the physical and mental self as a stable and finite form has gradually eroded, echoing influential twentieth-century devolopments in the fields of psychoanalysis, philosophy, anthropology, medicine and science. Artists have investigated the temporality, contingency and instability of the body, and have explored the notion that identity is ‘acted out' within and beyond cultural boundaries, rather than being an inherent quality. They have explored the notion of consciousness, reaching to express the self that is invisible, formless and liminal. They have addressed issues of risk, fear, death, danger and sexuality, at times when the body has been most threatened by these things. The history of work by artists using their own body as the material of their work reveals a cross-fertilization of ideas and ideologies from different disciplines and cultures. The body is the site where identity as defined by gender, race and sexuality is located, performed and challenged. The artist's body is used as a surface for the inscription of a visual language of identification, both real and projected from stereotypes. Notions of self and identity are acted out in public or brought to light through the artist's use of props, masks, costumes and disguises to become a masquerade of identity, particularly with regard to the crossing of traditional gender roles. By staging and adopting an identity through the use of accepted signs and signifiers, such as clothes, make-up and fake physical attributes, codes of gender and race are investigated.