Abstract:
Anlatı biliminin tarihi uygarlık tarihi kadar eskidir. Yazılı ya da sözlü her türlü eser anlatı olarak adlandırılır. Anlatılar arasında, kurmaca anlatılar özel bir yere sahiptirler. Kurmaca anlatılar insanı konu alan ve insanın bütün özelliklerini isleyen eserlerdir. Öykü, sinema, dram trajedi, komedi gibi anlatı türlerinde esas olan öykülemedir. Öyküleme anlatı içerisindeki olaya baglıdır. Olaylar bütünü dramatik yapının temelidir ve olayın esası eylemdir. Öykü çatısma içindeki karakterlerin eylemlerinden dogar. Karakter ve tipler eski Yunandan beri anlatılar içerisinde önemli bir yere sahiptir. Karakter, çok boyutlu ve daha ayrıntılı islenmis anlatı kisisini tanımlarken tip, daha sıradan her öyküde bulunabilecek kisileri temsil eder. Tiyatro ve romandan daha yeni bir sanat dalı olan sinemaya, karakter ve tipleri bu sanat dallarından miras kalmıstır. Sinema ilk zamanlarında kendisi için yazılan özgün öykülerden çok roman ve öykü gibi edebi eserlerdeki öykülerden yararlanmıstır. Türk sineması, baslarda benzer bir süreç izlemistir. Film üretiminin çok yogun oldugu yıllarda seri üretim senaryolar ve birbirinin aynısı olan karakterler yaratmıslardır. Bu dönemde yaratılan karakterler daha çok ‘tip' tanımlamasına yakındır. Her biri toplumun belli bir kesimini temsil eder ve toplumsal kosullara göre konumlanırlar. Türk sinemasında seksenli yıllarda baslayan degisim rüzgarı doksanlı yıllarda artarak devam etmistir. Doksan sonrası Türk sinemasına bakıldıgında degisen toplumun etkilerini tasıyan karakterler görülür. Toplumdaki degisim ve gelisim Türk Sinemasındaki karakterlere yansır. The history of "narration" is as old as the history of civilization. Written or oral, all type of "Works" are called as narration. Among them, "fictive narrations" have a special place. The subject of "fictive narration" is human being and all parts of his/her characteristics. In narrations such as story, cinema, tragedy and comedy, story-telling is the main part of the work. Story-telling depends on the event of the narration. Events are the basis of dramatic structure and the essential of the event is action. The actions of the conflicting "characters" result in the story. "Characters" and "types" have taken important parts of the narrations since the Helenistic Age. "Character" defines the person of narration who is worked up multi-dimensionally and more detailly, whereas "type" represents a regular person who can be found in any type of story. Both character and type have been the inheritance of theatre and novel which are the older art-branches than the cinema itself. Initially, cinema benefited from the stories of literary works such as novels and short-stories instead of original stories written particularly for cinema. Turkish Cinema, followed a similar way of world cinema at its beginning. In the years with high number of film production, it created common screenplays and characters who are the same of each other. The characters created in that period are more close to the definition of ‘type'. Each of them represents a certain part of the community and they are worked up according to the social conditions of its time period. The wind of change in the Turkish Cinema which started in the 80s continued in the 90s with increasing power. Turkish Cinema of 90s presents the "characters" with the effects of changing community. The change and development in the Turkish community is reflected to the characters of the Turkish Cinema.