DSpace Repository

Klarinetin geçmişten günümüze Anadolu' da gelişimi ve icra edilişi

Show simple item record

dc.contributor.author Erdem, Kerem Özgür
dc.date.accessioned 2015-11-24T16:42:48Z NULL
dc.date.available 2015-11-24T16:42:48Z NULL
dc.date.issued 2008
dc.identifier.uri http://hdl.handle.net/20.500.12397/9769 NULL
dc.description.abstract Klarinetin yapımı için ilk çalışmaların başladığı tarih olarak 1690 yılı gösterilir. Leipzigli çalgı yapımcısı J. C. Denner'in başlattığı bu çalışmalara 1712'de Fransız kompozitor Estienne Roger da destek vermiş ve bu sürece bir süre sonra farklı ülkelerden besteciler ve alet yapımcıları da katılmışlardır. Klarinetin orkestral kullanımındaki rahat ve etkileyici performansı bu çalgıya olan ilgiyi arttırdığı gibi aletin yapım tekniğini yetkinleştiren çabalara da hız kazandırmıştır. 18. ve 19. yüzyıllarda; klarinet adım adım daha işlevli bir çalgı haline gelmiş; Vivaldi'den başlayarak, Haydn, Bach, Mozart ve diğer ünlü kompozitörlerin eserlerinde giderek daha ağırlıklı olarak kullanılmaya başlanmıştır. Klarinetin gelişmesi ve kullanımının yaygınlaşması Batı'da böyle bir gelişme izlerken, bu gelişme Anadolu'da ve Osmanlı Devleti sınırları içindeki coğrafyada farklı bir seyir izlemiştir. Kaynaklar, 18. yüzyıl dolaylarında klarinetin atası diye tanımlayabileceğimiz çalgıların farklı adlarla Anadolu'nun çeşitli yerlerinde kullanıldığını belirtmektedirler. Özellikle Güney Anadolu ve Suriye yöresinde sipsili-düdük ailesinden gelen bütün çalgılara kurniata adının verilmesi ve daha sonra bunun gırnata'ya dönüşmesi ilginçtir. Evliya Çelebi'nin Seyahatname'sinde bu bilgileri aktardığı yıllar ise 1640 dolaylarıdır. Ne var ki, klarinetin bugünkü biçimiyle Anadolu'da ve İstanbul'da kullanılmaya başlanması için 1850'li yılları beklemek gerekecektir. Padişah II. Mahmut'un Batılılılaşma hareketinin sonuçlarından birisi de, Osmanlı Devleti'nin en önemli müzik kurumu olan Mehterhane'nin yerine, Muzika-yı Hümayun'u kurmasıdır. Muzika-yı Hümayun'un yönetimine getirilen kişi ve sonradan Paşa ünvanı verilen İtalyan sanatçı Giuseppe Donizetti'dir. Klarinet, Donizetti Paşa'yla önce askeri bandolarda, sonra müzikal tiyatrolarda, konserlerde, özel dinletilerde, şenliklerde yer almaya başladı. Anadolu'daki sanat ve eğlence hayatı da bu etkileyici sazı hızla benimsedi. Bugün senfoni konserlerinde, köy düğünlerinde ya da meyhane akşamlarında klarinetin nağmeleri her yerde insan ruhuyla buluşmaya devam etmektedir. The year of 1960 is considered as the time-point for the first attempts of clarinet-making. These efforts, which had been initiated by J.C.Denner of Leipzig, were later supported by French composer Estienne Roger in 1712 and eventually, numerous composers and instrument makers from different countries got involved in the process. Clarinet's effortless and impressive performance in orchestral use not only drew attention to the instrument but also quickened the efforts to make its manufacturing methods flawless. In the 18th and 19th centuries, the clarinet gradually became more functional and, beginning with Vivaldi, famous composers like Bach, Haydn, Mozart and many others used the instrument more frequently in their works. While the advancement of clarinet and increase of its use followed such a direction in the continental Europe, it took a different turn in Anatolia as well as in the realm of the Ottoman Empire. Sources indicate that around 18th century, many instruments, which can now be described as the forerunners of the clarinet, were being used under different names in many places in Anatolia. It is particularly quite interesting that in South Anatolia and Syria, all the instruments in sipsili düdük (düdük-with-sipsi) family were called "kurniata," whose name later became "gırnata." It was around 1640s that Evliya Çelebi (well-known Turkish traveler) quoted this information in his book Seyahatname. However, it was not until 1850s that the clarinet's use in Anatolia and İstanbul in its modern shape became common as we know it today. One of the results of the Westernization movement, initiated by Mahmut the Second, was to commence Muzika-yı Hümayun in place of Mehterhane – the most important music establishment in the Ottoman Empire. The individual appointed as the director of the Muzika-yı Hümayun was the Italian artist Giuseppe Donizetti, who was before long granted with the title "Pasha." Clarinet, with the encouragement of Donizetti Pasha, began to take role first in military bands, then in musical theaters, concerts, private recitals and festivals. The entertainment life in Anatolia also embraced this impressive instrument rapidly. Today, in Symphony concerts, in rustic weddings or at a night in a "meyhane"(bar-pub), the melodies of the clarinet continues to meet human soul everywhere. en_US
dc.language.iso tr en_US
dc.publisher DEÜ Güzel Sanatlar Enstitüsü en_US
dc.subject Klarnet=Clarinet Anadolu=Anatolia Çingeneler=Gypsies en_US
dc.title Klarinetin geçmişten günümüze Anadolu' da gelişimi ve icra edilişi en_US
dc.title.alternative Advancement and performance of the clarinet in Anatolia from past to present en_US
dc.type Thesis en_US


Files in this item

This item appears in the following Collection(s)

Show simple item record

Search DSpace


Advanced Search

Browse

My Account