dc.description.abstract |
20. yüzyılın ikinci yarısında en etkili bestecilerden olan Alman Karlheinz Stockhausen, birçok eserinde o güne değin gerçekleştirilmemiş yeniliklere öncülük etmiştir. Bu eserlerin önemli bir kısmında, vurmalı-çalgılar oldukça önemli bir rol oynamış ve devrimsel yenilikler içeren bu eserler aynı zamanda vurmalı-çalgılar tekniğine ve kullanımına da büyük katkılar sağlamıştır. Bestecinin Kreuzspiel, Zyklus ve Mikrophonie I adlı eserleri bu açıdan büyük önem taşımaktadır. Stockhausen, Kreuzspiel'da tümden-diziselliği titizlikle planlanmış bir matematiksel yaklaşım ile birleştirmiş ve vurmalı-çalgıları ritim oluşturma kaygısı gözetmeksizin tamamen bu amaç uğruna kullanmıştır. Diğer bir anlatımla, vurmalı-çalgılara, kullanılan diğer çalgılarla (obua, basklarinet, piyano) eşdeğer bir şekilde, eserin tümden-dizisel yapıtaşlarını oluşturma görevi verilmiştir. Zyklus, müzik literatürüne geçen ilk önemli solo vurmalı-çalgılar eseridir. Belirlenmemişlik (aleatori), grafik notalama ve doğaçlama unsurları içeren bu eserde, icracı, bir daire düzeni içerisinde konumlandırılmış 13 farklı vurmalı-çalgının ortasında saat yönünde ya da saatin tersi yönünde dönerek icrasını gerçekleştirir. Eserin seslendirilmesinde icracının grafik notalamayı yorumlaması ve yapacağı seçimler, ortaya çıkacak sonuç bakımından en önemli belirleyici unsurlardır. Mikrophonie I'de, ses kaynağı olarak kullanılan yegane çalgı olan tamtam'ın birçok icracı tarafından aynı zamanda çalınması, normalde ses yükseltmek için kullanılan mikrofonun da bir çalgı olarak gözetilmesi ve gelenek-dışı yollarla elde edilen tınıların, aynı zamanda, elektronik araçlarla eşzamanlı olarak manipüle edilmesi eserin içerdiği devrimsel yeniliklerdendir. Günümüzde ?live-electronics? olarak bilinen tür, varoluşunu büyük ölçüde yaklaşık elli sene önce bestelenen bu esere borçludur. Karlheinz Stockhausen, one of the most influential composers in the second half of the 20th century, pioneered important innovations in most of his compositions which had not been achieved up to that day. In most of these revolutionary works, percussion instruments played a central role and these works contributed a great deal to percussion technique and usage. Stockhausen?s three compositions, Kreuzspiel, Zyklus and Mikrophonie I, are considered to be extremely significant for this reason. In Kreuzspiel, Stockhausen combined integral-serialism with a meticulously planned mathematical approach and utilized percussion instruments with this aim without using them for solely rhythmic purposes. In other words, percussion instruments undertook the same task, as the other instruments (oboe, bass-clarinet, piano) did, creating the integral-serial components of the piece. Zyklus, is regarded as the most important solo percussion work in music literature. This work, which contains indeterminacy (aleatory), graphic notation and improvisation, is realized by the percussionist standing in the middle of 13 different instruments and performing it through clockwise or anti-clockwise motion. As far as the realization of the piece is concerned, the way that the percussionist interprets the graphic notation and his/her choices determines the resulting performance directly. Mikrophonie I retains so many revolutionary traits: tamtam is used, as the only sound-source, by multiple-players performing together; the microphone, normally used for amplification, becomes an ?instrument,? and the sounds obtained via non-traditional means are manipulated simultaneously with electronic equipment. The genre known as live-electronics today owes its existence largely to this work composed about fifty years ago. |
en_US |