Abstract:
20. yüzyıl kültürel, bilimsel, teknolojik açıdan büyük yeniliklere imza atmış, siyasette, sanatta, modada başkaldırılara ve radikal değişimlere tanıklık etmiş bir yüzyıl olarak tanımlanmıştır. Yeni yüzyılda öncü kadın hareketleriyle muhafazakar değerlere karşı çıkan batılı kadının sosyal yaşamında, konum değişikliklerine tanık olunmuş, bu değişim rüzgarı giyim alışkınlarını etkilemeye başlamıştır. 1900'lu yıllarda yaşanan toplumsal olaylar ve teknolojik yeniliklerle birlikte moda kendi dilini yaratmıştır. Paris'in öncü modacısı Paul Poiret, korsesiz kadın figürleri ve kısa, düz etek tasarımlarıyla kadın modası adına bir devrim yaratmış, böylece yüzyıllardır eteğin altında ikinci planda olan ayakkabılar daha önce hiç olmadığı kadar ön plana çıkmıştı. Etek boyları kısalıp ayakkabılar görünmeye başladığında, bilekleri sımsıkı saran `Yüksek Deri Botlar' ve `Pump Ayakkabılar' popüler olmuştur. I. Dünya Savaşının başlamasıyla (1910 ? 1914) kadınlar, her tür işte aktif olarak çalışmaya, motosiklet ve otomobil kullanmaya başladılar. Şehirli kadınlar; korseleri çıkarıp, saçlarını kestirip, etek boylarını kısaltarak, pratik ve rahat giysileri tercih etmiş, bilekten bağlamalı alçak topuklu ayakkabılar moda haline gelmiştir. Etekler kısaldıkça, orta uzunluktaki `Balmoral Botları ` uzamaya başlamış ve öndeki bağcıkların yerini tokalar almıştır. Yirmili yıllara gelindiğinde, I. Dünya savaşı eski alışkanlıkları değiştirmiş, insanlar daha iyi yaşam standartlarına sahip olmuş, yeni yaşam biçimlerine olan ilgi artmış, seyahat ve eğlenceye daha çok para harcamaya başlanmıştır. Birçok moda tarihçisine göre kadın modası 1920'lerde `modern' olmuştur. Büyük ebattaki `Oxford Çantalar', `Dolgun Kürk Mantolar', başa sıkıca oturan `Cloche Şapkalar', kısa kesilmiş saçlar, düşük belli kısa etekler kullanılmıştır. Moda, tüm dikkati ayakkabılara yönlendiren diz hizasında uçuşan eteklere çevirmiştir. 1920'lerde Kübizm, Bauhaus, Art Deco gibi sanat akımlarının etkisi ve Tutankhamen'un mezarının keşfi, giysi ve ayakkabı tasarımlarında tasarımcıların, ana temayı oluşturduğu görülmektedir. 1920lerin en yaratıcı tasarımı; süslü bantların kullanımıdır. Alçak topuklu ve bantlı bir ayakkabı modeli olan `Mary Jane Ayakkabılar' gündelik giyim için vazgeçilmez modeller olmuştur. Kadınlar, botların yerine bacakları erotik bir biçimde ön plana koyan ve şeffaf çoraplarla giyilen yüksek topuklu ayakkabıları tercih etmeye başlamışlardır. Otuzlu yıllarda, ekonomideki zorluklar malzemelerde kısıtlamayı getirmiş, pek çok modacı ayakkabı tasarımlarında deri yerine kumaş kullanmaya başlamıştır. Özellikle deri, kumaş kombinasyonuyla üretilen Oxford versiyonu ayakkabılar, ucuz ama şık bir alternatif oluşturmuştur. 1930'lardaki önemli bir değişiklik de plaj sandaletlerinin sahillerden günlük giyime dahil olmasıdır. 1939-1945 yılları arasındaki kısıtlamaların getirdiği yaratıcılıkla dolgu topuklar ortaya çıkmıştır. Savaş sonrası dünyayı saran New Look -Yeni Bir Görünüm- tarzının tamamlayıcısı, sivri burunlu ve topuklu ayakkabılardır. Artık ağır hantal ayakkabılar kesinlikle demode olmuş, İkinci Dünya Savaş'ının sonu birçok ayakkabı tasarımcısı için hayal gücü kullanma, müşterilerine, yeni bir dokunuş fırsatı verme zamanı olarak adlandırılmıştır. Sonuçta, 1900-1950 yılları kadın ayakkabı tasarımının kimlik kazandığı dönem olarak kayda geçmiştir. Bu dönemde ayakkabı modası birçok etken ile kendi dilini yaratmış yaşanan her toplumsal olay ve teknolojik gelişimle birlikte kendini yenileyerek, gelişerek yoluna devam etmiştir. 20th century is defined as having succeessfull major innovations; witnessed uprisings and radical changes in politics, art and fashion. With the radical changes in the new century, conservative values in the west witnessed a major social change succeed by the women demanding equal rights with men. In 1900s, the New World created its own fashion language and with every social event and technological innovation, a big step was taken. In Paris, pioneer designer Paul Poiret designed short plain skirts that signed a reform in female fashion. Thus shoes that for centuries played the second fiddle after the skirt came into prominence as never before. As shoes became more visible by the rose of the hemlines, thigh high leather boots and pumps became the most populer shoes. Between the war years 1910 and 1914, women began to work in all kind of jobs and even using motorcycles and otomobile. Women preferred practical and comfortable clothes by taking off the corsets, having their hair style shorten and shortening the hemlines. In this period ankle strapped, low heeled shoes became fashionable and as skirts became shorter, the medium-height Balmoral boot became taller and front lacing replaced buttons. Even though World War I cleared off most of the old habits, people had better life standarts and began to spend more money on fashion, travelling and entertainment. According to many fashion historians, female fashion became `modern? in 1920s. Large Oxford bags, heavyweight fur coats, tight cloche hats, bobbed hair and short drop waist skirts were preferred. Fashion focused on the knee lenght flattering skirts that accentuauted shoes. Cubist aesthetic, simplicity of Bauhaus, Art Deco and by the discovery of Tutankhamen?s tomb, modernism formed the main movement of cloth and shoe designs. The most creative design of 1920s was the use of embellished staps. Mary Janes, a low heel shoe with a fiat single strap, became indispensable of daily wear. Women increasingly preferred high heeled shoes worn with sheer stockings that made the legs look enticingly erotic. Financial difficulties of 1930s brought along the material restriction. Many designer used fabric instead of leather in shoe designs. Especially Oxford shoes, made by the leather-fabric combination, offered an economical stylsh alternative. Another major change of 1930s was that sandals, worn at the resorts and for leisure made their way into day wear. Wedge heel emerged by the austerity of 1939-1945 period. This new sole design found by the prominent designer Salvatore Ferragamo, provided the solidity and stylishness for women who wanted to be chic even in the war time. Pointy-toed heeled shoes completed the New Look style that affected the whole world in post war years. The heavy, bulky shoe was definitely out. For many shoe designer, end of the World War II was defined as the time to use imagination and satisfying the consemer with a new touch. A result 1900-1950 years the period that female shoe design developed its identity. In this period, shoe fashion created its own tongue by various factors and proceeded to improve by all social events and technologic progress.