Abstract:
20. yüzyılda flüt müziğindeki değişimi anlatmak için öncelikle 19. yüzyıla bakmak, müziği bu döneme taşıyan bestecilerin yarattıklarını incelemek gerekir. Başlangıçta müzikteki bu gelişmelerde sanat akımlarının büyük rolü vardır. İkinci dünya savaşından sonraki dönemde " Tüm Diziselcilik" akımı ortaya çıkmıştır. 1950' den sonra bu düzen yerini performans sırasında herşeyi icracının isteğine bırakan çalma biçimi " Rastlamsallık" akımına bıraktı. Bu akımla beraber serbest yazma biçimi, açık form, kapalı form ve grafik notasyon teknikleri gelişti. 1945- 70 yılları arasında dönemin önemli bestecilerinden Boulez, Berio, Stockhausen, Nono ve Cage için yenilikçi, yapılamışı yapan anlamına gelen "avangard" terimi kullanılırdı ve o dönem "avangard" dönem olarak bilinirdi. 1950 yıllarının sonunda Penderecki ve Ligeti gibi besteciler müzikte ezgiyi değil dokuyu öne çıkarttılar. Partisyonda çalgıların ardarda yaptığı ritmik açıdan çoğalan ya da azalan nota yoğunluğu fazla dizeler yazdılar. 1950' nin ortalarında Yunanlı besteci Xenakis notasyona matematiksel çizgiler ekledi. Matematiksel denklemleri notasyonda kullandı. Sonrasında bu besteciler elektronik müziğe yöneldiler. Müziğin elektronik aletlerle işlenip değişime uğratılması fikri gitgide yaygınlaştı. İlk olarak elektrikli jeneratörlerle yapay ses yaratan cihaz "telharmonium" çıktı. Ardından, Maurice Martenot' un elektrikli orga benzeyen "Martenot Dalgası" diye adlandırılan çalgı ortaya çıktı. Elektronik teknolojisi geliştikçe müzikte gelişme gösterdi. 20. yüzyılın sonlarında, bilgisayar müzik yapmak için kullanılmaya başlanmıştı. Önceden elektronik müzik manyetik şerite kaydedilmek zorundaydı, böylece sabitlenirdi. Fakat şimdi bilgisayarlar sayesinde ses kaydedildikten sonra kolayca üzerine işlenebilir hale geldi. 20. yüzyıldaki yeni arayışlar, ses renkleri ve yeni teknikler bulma hevesini doğurmuştur. Gürültüye benzer vurmalı sesler sık sık kullanılmaktadır ve enstrumanlar genellikle ya en yüksek perdeden ya da en alt perdeden çalarlar. Artık alışılmamış çalma teknikleri normal hale gelmiştir. Nefes, hız ve dinamiklerin kullanımı aşırı oranda artmış ve bunun yanında yeni keşifler kurbağa dili, mikro tonlar, fısıltı sesleri ve diğer alışılmadık sesler kullanılmaya başlanmıştı. Sonunda elektronik ve kayıt teknolojisi bestecilerin ilgisini çekmeye başladı ve iki öğeyi "Elektro Akustik" olarak birleştirmeleri uzun sürmedi. In order to explain alternation in flute music of 20th Century, we have to examine he changes in 19th Century and the creations of this period composers. First of all art movements have major impact in these music developments. In the period after World War II, "Total Serialism" movement had emerged. After 1950, this complex pattern yield its place to "Aleatori" movement in which all elements of the music left to will of composer during the performance. With this movement, free writing style, open form, closed form and graphical notation techniques are developed. For Boulez, Berio, Stockhausen, Nono and Cage, important composers of 1945-1970 period, term of "avangard" has been used, meaning that innovative and performing the unperformed, and this period is known as "avangard" period. At the end of 1950, Composers like Penderecki and Ligeti foregrounded the pattern instead of tune. They wrote verses having increasing and decreasing density in notes in terms of rhythm in the partitions of instruments. In mid 1950, a Greek composer added mathematical lines to notation. He used mathematical equations in notation. Afterwards, composers tend to electronic music. Idea of changing music by processing with electronic instrument becomes more widespread. First of all, device called "telharmonium", generating artificial sound by electrical generators. Then Maurice Martenot created device called "Martenot Wave" which looks like an electronic keyboard. Music showed similar and parallel development with electronic technology. At the end of 20th Century, computer began to use for composing music. Before that, electronic music has to be recorded in tapes to be fixed. But nowadays, with the help of computers sound could easily be processed after it is recorded. New quests in 20th Century have procreated the desire to find sound colours and new techniques. Noisy percussion sounds are used frequently and especially instruments have been played the highest or lowest pitch. Unusual playing techniques are become normal. Breath, speed and use of dynamics increased excessively and new findings like frog tongue, micro tones, whispering sounds and other unusual sounds began to be used. At the end, electronic and recording technology become more interesting to composers it does not take much time that they combined these elements as "Electro Acoustic".