dc.description.abstract |
Amerikalı sosyolog Veblen'in "gösteriş için tüketim" diye adlandırdığı malın mülkün halka sergilenmesi durumu, 16. yüzyıl Osmanlı sarayında statü ve gücü yansıtmanın önemli yollarından biri olmuştur. Bu durum aynı zamanda Osmanlı toplumunda yüksek bir pozisyona ulaşmak için de zorunlu bir hale gelmiştir. Osmanlı sarayında, sultan gibi, şehzadeler, valide sultanlar, vezirler ve hazinedarbaşları da birer patron (sanat hamisi) olmuşlardır. Kanuni Sultan Süleyman'ın saltanatı zamanında (1520-1566) sanatla ilgili işler, başvezir veya sarayda zanaatçı örgütünün (Ehl-i Hiref) başında olan hazinedarbaşı tarafından yürütülmüştür. Bundan dolayı, bu tür içiçe geçmiş ilişkiler, patronaj açısından karmaşık bir patron / müşteri ilişkisi yaratmıştır; bu ilişkiler içinde sultan her zaman üslup yaratıcı konumunda olmamıştır. Egemenliğin vazgeçilmez özelliklerin biri olan ihtişam fikrini öne çıkaran Başvezir İbrahim Paşa (1523-1536), Venedikli tüccar ve sanatçılarla olan yakın ilişkileri sayesinde Osmanlı sarayındaki gösteriş için tüketimi harekete geçiren en önemli ve güçlü patronlardan biri olarak öne çıkmıştır. Bu makalede, başvezirler gibi Osmanlı sarayında yüksek statüye sahip görevlilerin sultan için sanat üretimine nasıl katıldıkları açıklanmaya çalışılacaktır. Ayrıca, bu görevlilerin, Osmanlı Devleti ve "dünya hükümdarı" olan sultanın evrensel egemenliklerini meşrulaştırmada kullandıkları etkili unsurlardan biri olan siyasal statüyü güçlendirmek amacıyla "gösteriş için tüketim"i nasıl harekete geçirdikleri de tartışılacaktır. The public display of wealth in the form of material possessions, what the American sociologist Veblen called "conspicuous consumption" has always been an important way of projecting royal status and power at the Ottoman Court of 16th century. At the same time, consumption in order to create pomposity was an inevitable fact to acquire a high position in the Ottoman society. In the Ottoman Court, princes, valide sultans, vizierate and chief treasurers were the patrons of art as well as the sultan. In Suleyman I's reign, artistic commissions of the sultan were usually conducted by the grand vizier or the chief treasurer who was at the head of the organization of royal artisans (Ehl-i Hiref). Hence, such interconnected relations created a complex network of patron/client relations for the patronage of art, in which the sultan was not always the chief tastemaker. Promoting the ideal of magnificence as an indispensable attribute of sovereignty, Grand Vizier Ibrahim Pasha (1523- 1536) was one of the most powerful and significant patron who instigated conspicuous consumption at the Ottoman Court in terms of his close relations with Venetian merchants and artisans. In this paper, it is intended to investigate the involvement of high rank officers, such as grand vizierate, with the art production for the sultan in and outside the Ottoman Court, and how they instigated the conspicuous consumption in order to reinforce their political status, as it was also a powerful fact for the legitimating of universal sovereignty of the Ottoman State and the sultan as the ruler of the world. |
en_US |