Abstract:
Yargı edimi, en genel anlamıyla, doğada karşımıza çıkan bir olguyu ya da insanın yapıp etmiş olduğu bir şeyi (bir eylemini, bir eserini) genel bir yasanın, ilkenin ya da kuralın "terazisinde tartma" edimidir ve iki temel yönü vardır. Birincisi, ancak ve ancak dille yerine getirilir: bir karar ve o karara götüren gerekçelersöyleyerek ya da yazarak dile getirilmeden bir yargı ediminde bulunulamaz. İkincisi, hayatın her alanına yayılır ama yargı konusu edilen şeyin ne olduğuna ve yargı ediminde bulunurken kullanılan genel ilkeye bağlı olarak iki farklı türü vardır: (1) doğa olaylarını her türlü tartışmadan uzak olarak kabul ettiğimiz doğa yasalarının "terazisinde tartma" edimi olarak yargı edimi ve (2) insanın yapıp ettiklerini tartışmaya açık olduğunu kabul ettiğimiz genel ilke ya da kuralların "terazisinde tartma" edimi olarak yargı edimi. Bu yazıda, ikinci türe giren ve yargıçlartarafından yerine getirilen yargı edimin karmaşık ve çok boyutlu bir edim olduğuna dikkat çekilmekte, arkasından yargı ediminin bir dil edimi olduğu belirtilip dil edimleri konusunda genel bir söz edimleri kuramı geliştirmiş olan John L. Austin ve John R. Searle'ün gözünde yargı ediminin ne tür bir dil edimi olduğuna bakılmakta, sonra çağdaş bir hukuk kuramcısının bu genel söz edimleri kuramından yola çıkarak bir yargı kararı örneği üzerinden yaptığı bir yargı edimi çözümlemesi üzerinde durulmakta, en sonunda söz edimleri kuramı çerçevesinde yapılan bu yargı edimi çözümlemesinin, siyaset, etik, estetik ve zanaat alanlarında kendisini gösteren yargı edimleri konusunda bize sunduğu olanaklar üzerinde durulmaktadır. Judicial act, in its most general meaning, is the act of evaluating a natural phenomenon or human practice in terms of a general law, principle or rule. It involves two aspects. First, it can only be carried out through language: There cannot be judicial act without expressing, verbally or in writing, the decisions and the justification for the decisions. Second, it is found in all facets of life but it is distinguished into two depending on the general principle utilized in the judicial act: (1) Judicial act as evaluating a natural phenomenon in terms of natural laws taken to be indisputable. (2) Judicial act evaluating human practice in terms of general principles or rules, which can be debated. Judicial acts in the second category, carried out by judges, are complex and multidimensional acts. They are linguistic acts that need to be analyzed from the perspectives of John L. Austin and John R. Searle who developed a theory of speech acts. In this article, departing from the general speech acts theory of a modern legal theorist, a judicial acts analysis is examined. The article then dwells upon the possibilities this analysis provides regarding the judicial acts seen in the areas of politics, ethics, aesthetics and craft.