Abstract:
Willing to keep her influence on the Western Great Powers' policy over the Eastern Mediterranean, the Sublime Porte did not want to lose the last land stripe of hers on the Northern Africa. For this reason she decided to defend that land to preserve her political and military dignity by eliminating the military attack of Italy. The battlefield was far away from the mainland and there was no direct transportation link. Trying to support her units in the field, the Porte consumed all of her resources, particularly economic and military ones. Because of that, the war with Italians became very destructive for the Ottoman Empire. Consumption of resources during the war caused the Ottoman Empire having difficulties to provide economic and military sources to use in the Balkan Wars which had already started while war against Italians had not ended. Eventually Ottoman Empire could not hinder the loss of the Balkans which had been accepted as a part of mainland. Defeat in the Tripoli War against Italy caused Ottomans lost of the Dodecanese Islands along with her rights to execute power in both East Mediterranean and the Aegean Sea. In addition to that the weakness of her Navy, which was also one of the main reasons of losing the East Aegean Islands, was exposed. The loss of Aegean Islands could easily threaten both the security of Anatolian peninsula and the trade along the east-west and south-north trade routes, one of which is Silk Road. This essay, prepared by studying year books, periodicals, wide range of national and international literature, aims to explain the political, diplomatic, economic and military effects of The Tripoli War on the Balkan Wars. Along with Bulgarian Prime Minister Ivan Evstratiev Geshov's memoirs, published in 1915, the work of Tittoni, prepared by compilation of reports of the Italian General Staff and published in 1914, were capitalized in this study. Assessments endeavoured to explain within limited pages are comprised of three subtitles as Prelude, Italian-Turkish War (1911-1912) and The Impacts on the Balkan Wars. Doğu Akdeniz'de büyük güçlerin uygulamaya koyacakları politikalarda söz hakkını muhafaza etmek isteyen Osmanlı İmparatorluğu, Kuzey Afrika'da elinde kalan son toprak parçasını kaybetmek istemiyordu. Bu nedenle, İtalya'nın Trablusgarp'a yönelttiği saldırıyı bertaraf ederek askeri ve siyasal onurunu da korumak üzere savunma yapmaya karar verdi. Kuzey Afrika'daki muharebe alanı merkezden oldukça uzaktaydı ve doğrudan bir ulaşım sistemi ile merkezle bağlantısı bulunmuyordu. Muharebe alanını Anavatandan desteklemeye çalışan imparatorluk, bu maksatla başta askeri ve ekonomik olmak üzere bütün kaynaklarını tüketmek zorunda kalmıştı. Bu nedenle Osmanlılar için İtalyanlar ile Trablusgarp'ta yapılan savaş çok yıkıcı bir mahiyet kazandı. Kaynakların tüketilmesi, daha İtalyanlarla savaş sona ermeden baş gösteren Balkan Harbi'nde kullanılacak mali ve askeri kaynak tedarikinde güçlüklerle karşılaşılmasına neden oldu. Sonuç olarak Osmanlı İmparatorluğu, anayurt olarak belirlediği Balkanların dahi elinden çıkmasına engel olamadı. Trablusgarp Savaşı'yla Oniki Ada'yı da kaybetmesi, korumaya çalıştığı Doğu Akdeniz'deki söz hakkının dışında, Ege'de de söz hakkını yitirmesine neden oldu. Bu durum Anadolu Yarımadası'nın güvenliğini tehdit ederken, Boğazlar üzerinden geçen Karadeniz ticareti ile Doğu-Batı istikametindeki İpek Yolu'nun kontrolü için son derece önemli bir bölgenin de önce İtalyanlara daha sonra da Yunanlara kaptırılmasına neden oldu. Çeşitli salnameler ile süreli yayınların yanı sıra Türkçe ve İngilizce geniş bir literatür taraması ile hazırlanan bu çalışmanın amacı Trablusgarp Harbi'nin Balkan Harbi'ne askeri, ekonomik, diplomatik ve siyasal etkilerini açıklamaya çalışmak olacaktır. Dönemin Bulgar Başbakanı Ivan Evstratiev Geshov'un 1915 yılında yayınlanan anıları ve İtalyan Genelkurmay'ının raporlarının tercümesi ve derlenmesi ile 1914 yılında basılan Tittoni'nin eseri de çalışmada kullanılan yayınlar arasındadır. Sınırlı sayfa ile anlatılmaya çalışılan değerlendirmeler, Giriş, Trablusgarp Harbi ile Balkan Harbine Etkileri Açısından Değerlendirme başlıkları altında üç bölümden oluşmaktadır.