Abstract:
1821'de Yunan milliyetçiliğinin uyanması ile başlayan Türk-Yunan çatışmaları, İngiltere'nin "Hasta Adam" Osmanlı İmparatorluğu'nun toprak bütünlüğünü korumaktan vazgeçmesi ile Yunanların lehine bir gelişme göstermiştir. İzmir, Yunanlıların "Megali İdea" olarak adlandırdıkları Büyük Ülkü içinde yer alan Batı Anadolu'nun ilhakının ilk kısmı kapsamında Yunanlar tarafından işgal edilmiştir. İşgalden sonra ilhak çalışmaları kapsamında İzmir'in Türk nüfusu üzerinde sosyal ve ekonomik baskılar artmıştır. 9 Eylül 1922'de Türk Ordusunun İzmir'e girişi ile Türklere yapılan baskı kalkmış olmakla birlikte, Yunanlar tarafından harabe haline getirilen şehirde gündelik yaşamın normalleşmesi uzunca bir zaman, emek ve kaynağa ihtiyaç göstermiştir. Ayrıca işgal dönemi ve sonrasında meydana gelen olaylar iki toplumun birlikte yaşamasını neredeyse olanaksızlaştırmıştır. Turkish-Greek conflict started with the wake of Greek Nationalism in 1821. English relinquishment of the unity of The Ottoman Empire caused developments in Greek's favor over the conflict. Greece invaded Izmir as the first part of the annexation of Western Anatolia which is a part of their aim of reanimation of Byzantium. With the purpose of annexation Greeks put economic and social pressure on Turkish entity. However the arrival of Turkish Army to the İzmir in 9 September 1922 saved Turks from the pressures imposed by the Greeks, it cost a lot of labor, time and resources to restore the daily life in Izmir which was destroyed by Greeks. In addition to that, the incidents between two communities during and at the end of the invasion almost prevented a united life at the coomon geographic location.