Abstract:
Amaç: Doku ve organlardaki dinamik kan akım hızı çeşitli yöntemlerle ölçülebilmektedir. Bu yöntemlerin çoğu bir sefere mahsus ölçme imkanı sağlamaktadır. Radyoaktif işaretli eritrositlerle (RİE) ölçüm yöntemi de bir kereye mahsus ölçme imkanı veren yöntemlerdendir. Barsak volvulusu modelinde allopurinolün barsak perfüzyonuna etkisini RİE yöntemi ile barsak kan akım hızı (BKA) ölçerken, puls oksimetrenin (PO)'da barsak kan akımının sürekli ölçülmesinde kullanılıp kullanılamayacağını değerlendirdik. Gereç ve Yöntem: Tavşan barsak volvulusu modelinde, barsak kan akımı RİE yöntemi ve PO ile ölçüldü. Bulgular: PO ve RİE yöntemi ile ölçümlerin birbiri ile doğru orantı gösterdiği saptandı. Altı saatlik volvulus sonunda her ikisi de barsak kan akımının durduğunu gösterdi. Kontrol grubu ile karşılaştırıldığında, volvulus oluşturulup volvulusu açılan grupta BKA'nın anlamlı olarak azaldığı görüldü (p 0,05). BKA'ın PO ölçümleri ile RİE ölçüm yöntemi ile bulunan değerleri birbiri ile doğru orantılı bulundu. Sonuç: BKA ölçümünde PO'nun diğer dinamik doku akımı ölçüm yöntemlerine alternatif ve güvenilir olduğu saptandı. Objective: While we studied intestinal blood flow (IBF) with radiolabelled erythrocytes on the intestinal volvulus model we also evaluated whether pulse oxymeter (PO) can be used to measure IBF. Material and method: In the rabbit midgut volvulus model, IBF was measured by radiolabelled erythrocytes and PO. Results: The PO and scintigraphic measurements were in correlation and show that: IBF stopped following volvulus for 6 hr. IBF was significantly decreased in the volvulus plus devolvulus group compared to the baseline group (p 0.05). IBF as measured with PO were in correlation with scintigraphic measurements. Conclusion: It is concluded that PO is useful for the measurement of IBF and may be a cheap and reliable alternative to other blood flow measurement methods.