dc.description.abstract |
Toplumsal bir olgu olan moda, sosyolojinin önemli araştırma konularından biri olarak pek çok kuramcı tarafından ele alınarak incelenmiştir. Toplumsal sınıf farkına dayalı kapitalist sistemdeki üst sınıfı 'aylak sınıf' olarak tanımlayan Veblen, modayı bu sınıfın giysiye yönelik aşırı tüketimine ve gösterişsel israfına dayalı bir olgu olarak tartışır. Veblen'e göre modadaki değişimler işlevsel açıdan yararsızdır ve içyapısı gereği çağdışı kalmaya açıktır. Benjamin, modayı ?diyalektik imge? kavramını kullanarak ?toplumsal üst yapının ana öğesi? olarak açıklarken; Barthes, moda olgusunu dilbilim kavramlarına başvurarak yeniden bir anlam dizgesi oluşturmaya çalışarak biçimlendirir. Baudrillard'a göre ise moda, ? paradoksal bir şekilde güncel olmayandır.? Kendine özgü bir dil oluşturma çabasında olan fotoğraf, bu süreç içinde modayla buluşur. Bir yandan sanat olma yolunda gelişimini sürdürürken, öte yandan moda sektörünün kitlelere ulaşmasını sağlayan bir iletişim dili haline gelir. Sınıf modasından tüketim modasına geçiş ile birlikte moda fotoğrafı, biçim ve içerik açısından çeşitli değişikliklere uğramış ve bu dönemde ?sinematografik anlatım?, moda fotoğrafçılarının başvurduğu yeni görsel anlatım biçimi olmuştur. Kurgusal anlamda fotoğraflarında sinematografik öyküyü ilk kullanan Guy Bourdin, kendinden sonraki moda fotoğrafçılarına öncülük etmiştir. 80'li yıllardan bu yana `beden', sosyolojinin sorguladığı ve analiz etme gereği duyduğu en önemli konulardan biri haline gelmiştir. Günümüz tüketim toplumunda beden, özellikle de kadın bedeni, cinselleştirilerek cinselliği elinden alınmış, bir fetiş haline dönüştürülmüştür. Sinemada `erotizm, dikizci bakış ve beden'e ilişkin kuramsal yaklaşımlar moda fotoğrafçılığında da tartışılır hale gelmiş, sinema ile moda fotoğrafı arasındaki ilişkilerin göstergesi olmuştur. Görsel sanatların tümünün iç içe geçtiği günümüzde, sanatçılar da kendi sanat dallarının dışında yeni alanlara yönelme isteği duymaktadır. Bunun bir örneğine de, moda fotoğrafçılığından sinema yönetmenliğine geçen moda fotoğrafçılarında rastlanmaktadır. Farklı bir üretim davranışı olarak açıklanabilecek bu durum, ortaya konan sanat yapıtlarının estetik açıdan yeni bakış açılarıyla değerlendirmesini gerekli kılan bir alan yaratmaktadır. Many scholars have attempted to explain theoretically the fact of fashion in terms of sociology. Veblen approaches fashion as the domain of upper-class, or what he calls ?leisure class? in the capitalist system based on class differentiation, where excessive expending and conspicuous consumption is remarkable. In his rendering, changes in fashion are useless in function and subject to be outdated due to its intrinsic qualities. Barthes defines it as involvement to form repeatedly a system of meanings, referring to linguistic concepts, while Benjamin uses ?dialectical simulacrum? in his explanation of fashion as the main element of social superstructure. Baudrillard, on the other hand points out that fashion is not actual paradoxically. Photography finds itself in connection with fashion through the process of establishing a new and distinctive language. It continues to progress in the path of art on one hand, while turning out to be a medium of communication for he sector to reach crowds on the other. Through the transition of class fashion to consumers fashion, its photography has altered in terms of form and content as cinematographic expression becomes the new form of expression for fashion photographers. In terms of fictional expression, Guy Bourdin pioneers the use of cinematographic story in photography. Since 80?s, ?human body? has become a topic for sociolgy to analize and examine in scholarly work. In the consumer society of modern era, it has turned out to be a fetish by sexualization with an emphasis on woman body devastating its sexuality. Theoretical approaches of cinema towards ?body, erotism and voyeurism? have become a point at issue in fashion photography, indicating its relationship to cinema. In modern era, as visual arts interweave, artistic trends underline the desire to cross over the other artistic areas than their own as exemplified by some fashion photographers having gone for movie directing. Such incidences may result in a different way of creation and lead to a new area requiring new aesthetic angles to view and commentate on resulting work. |
en_US |