Abstract:
Uzam bir ilişkiler dizgesidir ve bu dizge içinde zaman-mekan, özne, eylem, uzamın vazgeçilmez dinamikleridir. Küreselleşmenin mekanı olan kent insan tarafından üretilen, iletişim aracılığıyla gelişen ve daima bir zaman-mekan yapısına koşullu olan ilişkiler bütünüdür. Dolayısıyla toplumsal ilişkileri yapılandıran kent, aynı zamanda bu ilişkiler tarafından yapılandırılan uzamsal bir organizmadır. Her kentli, odadan başlayarak eve, mahalleye, kente, bölgeye ve ülkeye doğru uzanan bir dizi iç içe geçmiş katmanlar halindeki yaşamsal mekanla çevrilidir. İnsan, bu mekanların izdüşümünden oluşur ve tiyatro mekanı, böylesi bir izdüşümle varolan karakterin ?öznenin- uzamsal eylemini estetize ederek anlatır. Kentin küreselleşmeyle birlikte dönüşen yapısında insanın zaman-mekan algısı değişikliğe uğrar ve uzamsal dinamiklerden biri değiştiğinde diğerleri de değişir. Küresel kültürün etkisiyle varolan kent uzamı, tiyatral anlatıdaki uzamın referans noktası oluşuyla yeni bir anlama bürünür. Küreselleşmenin tiyatral anlatıdaki uzama etkilerinin incelenmesini amaçlayan bu çalışmanın girişinde, uzam ile mekanın iki farklı kavram olduğu üzerinde durulmuş ve küreselleşmenin tarihsel gelişimi anlatılmıştır. Birinci bölümde, küreselleşmenin kentsel uzamdaki görünümleri ve kent yaşamında yol açtığı değişimler irdelenmektedir. İkinci bölümde, tiyatral anlatıda dil ve anlam ilişkisiyle varlık bulan uzamın yapısı, türleri ve uzamsal dinamiklerin işlevine yer verilmiş, küresel kent uzamının tiyatral anlatıdaki uzama etkileri tarihsel olarak ele alınmıştır. Üçüncü bölüm, küreselleşmenin 1990 sonrasından bugüne değin, Türk Oyun Yazarlığı'nda anlatısal uzama yansımalarının değerlendirilmesini içermektedir. Sonuçta, kentsel uzamda görülen değişimin tiyatral anlatıdaki uzamı dönüştürdüğü; küresel iletişimin mekanların iç içe geçtiği bir estetik anlayışa yol açtığı; küçülen, aynılaşan küresel dünyada insanı diğerlerinden ayıran farkların hızla yok olmasının anlatıdaki karakteri de eylemsizleştirdiği saptanmıştır. Space is a string of relations and time-space, subject, action are indispensable dynamics of space. In this string, urban, the place of globalization, is a set of relations which is produced by people, developing by communication and always conditional on the structure of time-place. So urban forming the social relations is a spatial organism being formed by these relations too. Each urban person is surrounded by a place, a series of nested layers, is ranging from room to house, avenue, city, region and country. Human is consist of projection of these places and theatre space tells the spatial action of character ?subject- being creatured by such a projection. At the structure of city being transformed by globalization, human?s perception of time-place undergoes a change and if one of spatial dynamics changes, the others change too. Urban space being existed by the influence of global culture gets new meaning with being reference point of space at theatrical narrative. In the beginning of this study that aimed to observe the effects of globalization on the space in theatrical narrative, it was emphasized that space and place are two different concepts and described the historical development of globalization. In the first part, Views of globalization at urban space and changes in urban life that it caused are examined. In the second part, the structure and kinds of space occurred with relation of language & meaning at theatrical narrative and the functions of spatial dynamics were told and the effects of global urban space on space in theatrical narrative were mentioned historically. The third part includes the evaluations of reflections of globalization to narrative space in Turkish Play Writing since 1990. As a result, It was determined that change on urban space is transforming the space in theatrical narrative; global communication is causing an aesthetic understanding in which places are nested; In decrescent and resembling global world, rapidly disappearing of personal differences is making the character in narrative inactive.