Abstract:
Türkiye'de, müzikte evrenselliğin temelinin, günümüze bıraktıkları eserler ve eğitimcilikleri bakımından, "Türk Beşleri" diye anılan besteci gurubu tarafından atılmış olduğu söylenebilir. Beşler içinde Necil Kazım Akses, 1908' de İstanbul' da doğmuştur. Viyana ve Prag' da kompozisyon eğitimi görmüş, Ankara' da çeşitli müzik kurumlarında yöneticilik ve eğitimcilik yapmış, pek çok besteci yetiştirmiş ve 60' a yakın eser vermiştir. 1999' da Ankara' da ölmüştür. Bestecinin Birinci Yaylı Çalgılar Dörtlüsü' nü yazması, dörde ayrılan yaratıcılık dönemlerinden birincisinin sonuna rastlar. Sürekli yenilenme ve gelişim arzusundan dolayı, sonraki dönemlerinde yazdığı eserlerinin birinci dönem eserlerine göre daha çok olgunlaşmış ve gelişmiş olduğu; bestecinin yıllar geçtikçe atonalliği, amodalliği (kendi deyimiyle) ve aleatorik (rastlamsal) tekniği daha çok benimsediği, daha özgür ve heybetli yapılara yöneldiği gözlemlenebilir. Biçim yönünden, olgunluk dönemlerindeki eserlerinde serbestlik hakimken, Akses, Birinci Yaylı Çalgılar Dörtlüsü' nde, Klasik Dönem' e sadık kalarak "Sonat Formu" nu kullanmıştır. Armonisel açıdan, bu eserinde her ne kadar atonalliğe yöneliş varsa da bu yöneliş, sonraki dönemlerindekilere göre daha çekimserdir; fakat bestecinin, yerel makamları, polifonik yazı tekniğini, disonansları ve bağımsız bağlanışlı akor yığınlarını kullanmada uyguladığı sağlam ve disiplinli yöntem göz önüne alınırsa, bu eğilim, o sırada müzikte çoksesliliğe alışmaya çabalayan Türkiye' de oldukça cesur bir adım sayılabilir. Eser, bünyesinde polimodalite ve politonaliteyi barındırmaktadır. Kısaca "Birinci Yaylı Çalgılar Dörtlüsü" biçim yönünden klasik, armonik teknik bakımından ise çağdaş kategoridedir. Akses, bu eserinde ton ve mod malzemelerini ustaca birleştirmiştir. In Turkey, the foundations of universality in music are said to have been established a group of composers called "The Turkish Fives", through their educational approach and the works they left to us. Of the Turkish Fives, Necil Kazım Akses, was born in İstanbul in 1908. He studied composition in Vienna and Prague, worked as an educationalist and manager in various music institutions in Ankara, trained many new generation composers and composed nearly 60 works. He died in Ankara in 1999. His creation of The First String Quartet takes place at the end of the first of his four creativity phases. It can be observed that, as a result of his desire for renewal and improvement, he composed more mature and complex pieces in the later periods of his life compared to those in the first; he adopted more and more atonality, amodality (as he calls it) and aleatoric techniques as years went by, and he shifted towards more independent, majestic structures. While, in terms of structure, independence is dominant in his mature phases, Akses used the "Sonat Form" in The First string Quartet, remaining loyal to the Classical Period. In terms of harmony, he is rather inclined to atonality in this work, though his inclination is more tentative compared to his later terms. Nonetheless, considering the well-established, disciplinary method he employed in using ethnic modes, the polyphonic writing technique, disonances and independently-connected clusters, this inclination can be considered quite a brave stride in Turkey, which was trying to adapt to polyphonic music at the time. The work accomodates polytonality and polymodality in its nature. To summarize, "The First String Quartet" can be categorized as classical in structure but contemporary in harmonic technique. Akses masterfully combined tonality and modality in this work.