Abstract:
Özellikle 1960 sonrası sanatsal uygulamalara bakıldıgında, daha önce nesneler üzerinden kendi bilincine ulasmaya çalısan bakıs açısının, özneyi öne çıkaran bir algılamaya evrildigi görülür. Sanat, "ben kimim?" sorusunu da içine alarak, insanın/sanatçının varolusuna cevaplar aradıgı bir sorgulamadır artık. Beden üzerinden gerçeklestirilen performanslar ve otoportre çalısmaları daha çok bu yaklasımın örneklerini içerir. 20. yüzyıl basından itibaren öznelligini, tuval üzerinde nesnelerin gerçekligini bozarak ve biçimsizlestirerek uç noktaya tasıyan sanatçı, yüzyıl ortalarından sonra bedeniyle dogrudan ortaya koyar. Sanatın hem nesnesi hem içerigi olarak "beden", öznellik sunumlarının görsellestirildigi bir meydana dönüsür. Öznel deneyimleri ve bunun yansımalarını içeren bu tür sanatsal edimler; geleneksel sanat biçimlerini, toplumsal yasam kurallarını ve rollerini, cinsel, etnik ve toplumsal kimlikleri tartısır. Ayrıca kendilik üzerinden benlik arastırmalarına da girilir. Modernitede felsefenin, sosyolojinin ve bir çok bilim dalının arastırma konusu, nesnesi olan insan, çözülmeye baslayan yapısını ve kimligini, sanatla yeniden biçimlendirerek olusturmaya çalısır. Bu olusumun ilk asaması "kendilik" in sanatsal bir imgeye dönüstürülmesidir. lk defa otoportre çalısmalarında görülen kimlik ve varlık arastırmaları, imgelerle bu imgeler arasındaki, özne-nesne rollerinin tartısılmasını içerir. Kendi gerçekligini bir nesne olarak ele alıp, incelemek, kesfetmek, sorgulamak ve yeniden anlamlandırmak, baslı basına öz-kimlik olusturmaya yönelik süreçlerdir. Günümüz sanatında sanatçının kendi bedenini hem çözülmesi hem de yeniden kurgulanması gereken bir nesne olarak ele alması, otoportre gelenegiyle baslayan anlatımın radikal bir uzantısıdır denilebilir. It is observed that the artistic vıewpoint, which previously strived to reach it's own conscious through objects, has developed into a perception that emphasized the subject especially after 1960's. Art nowadays is becoming an inquiry that searches for answers in relation to the human/artist's existance with a focus question of "who am I?". Performances that feature the human body and self-portraits mainly involve examples of this approach. The artist who pushes her/his subjectivity through destruction and deformation of the reality of the objects on canvas since the beginning of 20th century, presents this new approach with her/his own body after the mid century. The human body as both the object and the subject of art, evolves into an arena in which presentations the subjectivity are visualized. The artictic creations of this nature, which involve subjective experiences and their reflections, questions traditional art forms, social lıfe rules and roles, sexual, ethnic, and social identities. Self-inquiry that is linked to selfness is also part of this trend.. The human being, who has been an object and a topic of research of philosophy, sociology and many other disciplines, strives to reconstruct her/his disintegrated structure and identity through art. The first stage of this reconstruction is the transformation of the "self" into an artistic image. The inquires of identity and existantiality that were first represented in self-portraits involve the criticism of the roles between the object and the subject. The consideration of the reality of the self as an object, and to examine, to discover, to question, and to give meaning to it are parts of the processes of formation of self-identity. It can be said that the fact that a contemporary artist who considers her/his own body as an object which should be both disintegrated and reconstructed is an extention of a radical expression that started with the tradition of self-portrait.