Abstract:
Bizans sanat ve kültürü açısından bakıldığında, imparatorluğun son yüzyılları ekonomik ve siyasi tüm olumsuzluklara rağmen, bir canlanış ve değişim içindedir. Bu dönemde, Bizans'ın çoğunlukla parasal ve siyasi kaygılarla sürdürdüğü politikalar, devleti kimi zaman Doğu, kimi zaman da Batı kültürleriyle yakınlaştırmış, onu, coğrafi açıdan olduğu kadar kültürel yönden de, iki farklı kültür arasında bir geçiş noktası haline getirmiştir.Batı'da Venedik ve Ceneviz şehir devletleri, Doğu'da İslam ve Türk devletleriyle gelişen diplomatik ve kültürel ilişkiler, diğer sanat alanlarında olduğu gibi camcılıkta da alışkanlıkların değişmesine ve yeni beğenilere uygun eserlerin ortaya çıkmasına sebep olur. Konstantinopolis'in saray atölyelerinde üretilen lüks cam objelerle, Bizans'ın köklü cam yapım teknikleri ve sırları, Doğu Akdeniz ticaretini tek elinde bulunduran İtalyan şehir devletleri kanalıyla Venedik'e taşınır. Keza, Haçlı seferleriyle Doğu Akdeniz'e gelen Latinler de, burada ikonografik açıdan batılı; form ve bezeme tekniği açısından ise İslami tarzda cam eserler üretirler. Suriye ve Mısır'da hüküm süren İslam devletlerinin de dönemin cam üretim ve ticaretinde önemli bir rol oynadığı ve buralarda üretilen cam objelerin Anadolu'ya ihraç edildiği kazı buluntularıyla anlaşılmaktadır. İslami tarzdaki bu eserlerin çok yakın benzerlerinin, Bizans topraklarının Ortaçağ tabakalarında ele geçmesi, bu dönemde İslam devletleri ve Bizans arasında süre gelen kültürel alışverişin bir sonucu olarak değerlendirilmelidir. While the last centuries of Byzantine is known as a period during which the empire lost its economic and political power, the period has been accompanied with a revival and change in cultural and political sense. During the period, the policies maintained by Byzantium for financial and political concerns brought the empire closer to the Eastern and Western cultures. Also, the empire thus became a transit route between these two different cultures both in geographical and cultural sense.The diplomatic and cultural relations that developed between the Empire and Venice and Genoa in the West and the Islamic and Turkish states in the East contributed to the emergence of new habits on glassworks as well as in other forms of art. The luxurious glass objects produced in the palace glasshouses in Constantinople and well-established techniques and secrets of glass making in Byzantine were carried to Venice through Italian city states that monopolized over the trade in Eastern Mediterranean. Likewise, the Crusaders produced glass objects which have Islamic form but decorated with depictions from Christianity. Through excavation findings, it is understood that the Islamic states ruling in Syria and Egypt during the period played an important role in glass production and trade at the time. Especially, the glass objects produced in Syria are known to have been exported to Anatolia. The fact that imitations of the Islamic style have been found in layers of Byzantine should lead one to the interpretation that this has been a consequence of cultural exchange.