dc.description.abstract |
Bu araştırma ilköğretim sekizinci sınıf öğrencilerinin atılganlık düzeyleri ile a)-aile işlevleri, b)sosyo-demografik değişkenler arasındaki ilişkiyi incelemek amacıyla yapılmıştır. Araştırmada ilköğretim sekizinci sınıf öğrencilerinden oluşan örneklem grubunun aile işlevlerinin yedi alt boyutu (problem çözme, iletişim, roller, duygusal tepki verme, gereken ilgiyi gösterme, davranış kontrolü ve genel işlevler) Aile Değerlendirme Ölçeği ile incelenmiş; atılganlık düzeylerini ölçmek amacıyla Rathus Atılganlık Envanteri kullanılmıştır. Sosyo-demografik değişkenler için Kişisel Bilgi Formu kullanılmıştır. Öğrencilerin atılganlık düzeylerinin sosyodemografik değişkenler ve aile değerlendirme işlevlerine göre anlamlı düzeyde(p< .05/p< .01) farklılaşıp farklılaşmadığı incelenmiştir. Sosyo-demografik değişkenler; cinsiyet, kardeş sayısı, doğum sırası, kendine güvenip güvenmediği, anne-baba eğitim durumu ve ailenin gelir düzeyi olarak sıralanmıştır. Araştırmanın örneklemini 2010–2011 eğitim-öğretim yılında İzmir ili Torbalı ilçesinde eğitime devam eden ilköğretim sekizinci sınıf öğrencileri oluşturmaktadır. Örneklem grubu, alt, orta ve üst tabakadan 195'i kız ve 236'ı erkek olmak üzere toplam 431 öğrenciden oluşmaktadır. Araştırma sonucunda; atılganlık düzeyinin cinsiyet değişkenine göre değişmediği; aile değerlendirme boyutları olan roller, gereken ilgiyi gösterme ve davranış kontrolü, boyutlarında erkek öğrencilerin kız öğrencilere oranla daha yüksek(sağlıksız) ortalama puanlara sahip olduğu; genel olarak kardeş sayısı iki olan öğrencilerin diğer kardeş sayısı gruplarına(1,3,4,6) göre iletişim, duygusal tepki verme ve genel işlev düzeylerinde daha düşük (sağlıklı) puanlara sahip olduğu; bununla birlikte iletişim boyutunda, duygusal tepki verme boyutunda ve genel işlevler boyutunda doğum sırası iki olan öğrencilerin doğum sırası üç olanlara göre önemli (p< .05) düzeyde daha düşük (sağlıklı) puan ortalamalarına sahip olduğu; ayrıca ilköğretim sekizinci sınıf öğrencilerinin kendine güven düzeylerinde( p< .05), kendilerine her zaman güvenen öğrencilerin, kendilerine bazen güvenen öğrencilere oranla aile değerlendirme boyutlarında daha düşük (sağlıklı) puanlarının ve atılganlık düzeylerinde ortalama puanlarının yüksek (sağlıklı) olduğu; anne eğitimi daha düşük seviyede olan ilköğretim sekizinci sınıf öğrencilerinin ilgili aile değerlendirme x v boyutlarında anneleri daha yüksek seviye de eğitim boyutlara göre önemli oranda daha yüksek (sağlıksız) düzeyde puanlara sahip olma eğilimi gösterdikleri; aile değerlendirme boyutlarından olan iletişimde babası lise mezunu olanların ilkokul ve ortaokul mezunu olanlara göre önemli oranda daha düşük (sağlıklı) puanlara sahip iken; babası ilkokul mezunu olan öğrencilerin, genel işlevlerinin babası lise ve üniversite mezunu olanlara göre önemli oranda daha düşük (sağlıksız) olduğu; tüm aile değerlendirme boyutlarında alt sosyo-ekonomik seviyedeki öğrencilerin orta ve üst sosyo-ekonomik seviyedeki öğrencilere göre daha sağlıksız aile ilişkilerine sahip olduğu; atılganlık da ise alt sosyo-ekonomik seviyedeki öğrencileri orta ve üst sosyoekonomik seviyedeki öğrencilere göre önemli oranda daha düşük ortalama puanlara sahip olduğu tespit edilmiştir. Atılganlık aile değerlendirme ilişkisine bakıldığında ise; aile değerlendirme boyutları olan iletişim, roller ve genel işlevler boyutındaki yüksek puanların (sağlıksızlığın), ilköğretim sekizinci sınıf öğrencilerinin atılganlık düzeylerinin azalmasına neden olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Thıs research has been conducted to examine the relationship between primary school 8th grade students' levels of assertiveness and a)-family function b)-socio-demographic variables. In the research seven sub-family functions (problem-solving, communication, roles, affective responsiveness, affective involvement, behaviour control and general functions) of the sample group formed by 8th grade students have been examined with The Family Assessment Scale; Rathus Assertiveness Inventory has been used to measure the levels of assertıveness. The Personal Informatıon form has been used for socio-demographic variables. According to family assessment functions and social demographic variables, the students' levels of assertiveness have been studied whether significantly differentiate (p< .05/p< .01) or not. Socio-demographic variables are gender, number of siblings, birth order, self-confıdence and lack of self-confidence, parent education level, and family income level. The sample group of the research has been formed by the 8th grade students that are continuing to study during the academic year 2010-2011 at primary school in Torbalı, the town of İzmir. In the sample group there are 195 female students and 236 male students from lower, middle and upper classes of the society. Totally 431 students form the sample group. As a result, the level of assertiveness doesn't change according to the gender. In terms of roles, affective involvement and behaviour control (family functions), male students have higher average scores (unhealty) than female students. Generally the students who have got two siblings have lower scores (healty) than the other number of siblings group (1,3,4,6) in addition, in terms of communication, affective responsiveness and general functions, the students in the birth order of two have signifıcant low level points (healty) according to those in the birth order of three (p<.05) besides, in the self-confidence level (p<.05) the students that are always self-confident have lower scores (healty) and in the levels of assertıveness they have higher scores (healty) than those are sometimes self-confident. Moreover, the students whose mothers have low level of education tend to get significantly higher scores (unhealty) than their mothers at the high level of educatıon in the related family assessment areas. While in the communication (one of the sub-family x v i i functions) the students whose fathers are high school graduated have considerably lower scores (healty), in the general functions their fathers who are primary school graduated have substantially lower scores (unhealty). According to all family functions the students in the lower socıo-economic level have worse family relationships than those in the middle and upper socio-economic levels. In terms of assertiveness, the students in the lower socio-economic level have been found to get significantly lower average scores (unhealty) than those in the middle and upper socio-economic levels. In terms of the relationship between the family function and assertiveness, the overall high scores (unhealty) in the communication, roles and general functions (sub-family functions) have been found to cause a decrease in the 8th grade students' levels of assertiveness. |
en_US |