Abstract:
Bu araştırmanın amacı, ilköğretim 4. ve 5. sınıf öğrencilerinin algıladıkları aile ilişkileri ile öz-yeterlilik düzeyleri arasında anlamlı bir ilişkinin ve bazı değişkenlere göre anlamlı bir farklılığın olup olmadığını incelemektir. Araştırmada betimsel yöntem kullanılmıştır. Araştırmanın örneklemi 2012-2013 eğitim öğretim yılında Muğla İli Milas İlçe merkezindeki 4. ve 5. sınıflarda eğitim-öğretime devam eden 105 kız (%48,4) ve 112 erkek (%51,6) olmak üzere toplam 217 öğrenciden oluşmaktadır. Verilerin toplanmasında Çocuklar İçin Aile İlişkileri Ölçeği (ÇİAÖ), Çocuklar İçin Öz-yeterlilik Ölçeği (ÇİÖÖ) ve araştırmacı tarafından hazırlanan Kişisel Bilgi Formu kullanılmıştır. Verilerin analizi ?SPSS for Windows 20,00? istatistik paket programıyla gerçekleştirilmiştir. Yapılan incelemeler sonucunda veri setinin normal dağılım göstermediği saptanmış ve verilerin analizinde non-parametrik test yöntemlerinden Mann-Whitney U testi, Kruskall- Wallis H testi ve Spearman Brown Sıra Farkları Korelasyon katsayısı kullanılmıştır. Bu araştırma sonucunda elde edilen bulgulara göre, ÇİAÖ? nün Engelleyici Aile İlişkileri alt boyutu ile ÇİÖÖ Öz-Denetim Yeterliliği alt boyutu dışındaki bütün alt boyutları arasında istatistiksel olarak anlamlı düzeyde negatif bir ilişki saptanmıştır. ÇİAÖ? nün Destekleyici Aile İlişkileri alt boyutu ile ÇİÖÖ? nün tüm alt boyutları arasında istatistiksel olarak anlamlı düzeyde pozitif bir ilişki saptanmıştır. Elde edilen bu sonuçlara göre, çocukların öz-yeterliliklerinin aile tutumlarıyla ilişkili olduğu anlaşılmaktadır. Bu araştırmada öğrencilerin cinsiyetlerinin aile ilişkilerini algılamada etkili olmadığı saptanmıştır. Öz-yeterlilik ve cinsiyet ilişkisi incelendiğinde, kız ve erkek öğrenciler arasında anlamlı tek farklılığın Boş Zaman Becerileri Ve Eğitici Kol Faaliyetlerindeki Öz-yeterlilik alt boyutunda olduğu, kızların bu boyutta erkeklere göre daha yüksek öz-yeterlilik algıladıkları görülmektedir. Araştırma sonucunda, öğrencilerin yaşlarının aile ilişkilerini algılama üzerinde etkili olmadığı, öz-yeterlilikleri üzerinde ise etkili olduğu görülmektedir. 10 yaş çocuklarının, ÇİÖÖ? nün Akademik Başarıdaki Öz-yeterlilik, Öz-Denetim Yeterliliği, Ebeveyn ve Toplum Desteğini Sıralamadaki Öz-yeterlilik alt boyutlarından, genel olarak diğer yaş gruplarına göre daha yüksek puanlar aldıkları görülmüştür. Bu araştırmanın sonuçlarına göre tek çocuklar, kardeşi olan çocuklara göre daha düşük düzeyde engelleyici aile ilişkileri ve daha yüksek düzeyde destekleyici aile ilişkileri algılamaktadırlar. Kardeş sayısı arttıkça algılanan engelleyici aile ilişkileri artmakta, destekleyici aile ilişkileri ise azalmaktadır. ÇİÖÖ sonuçları incelendiğinde Toplumsal Kaynakları Sıralamadaki Öz-yeterlilik, Akademik Başarıdaki Öz-yeterlilik, Öz-Denetimli Öğrenmedeki Öz-yeterlilik ve Öz-Zorlama Yeterliliği alt boyutlarında tek çocuk ve iki kardeş olanların sıra ortalamaları, genel olarak üç kardeş ve 3?ten fazla kardeşi olanlardan daha yüksektir. Ebeveyn ve Toplum Desteğini Sıralamadaki Öz-yeterlilikte ise iki, üç ve dört kardeş olanların sıra ortalamaları tek çocuklardan daha yüksek bulunmuştur. Anne öğrenim düzeyine göre ÇİAÖ? den alınan puanlar incelendiğinde; anne eğitim seviyesi yükseldikçe algılanan engelleyici aile ilişkilerinin azaldığı, destekleyici aile ilişkilerinin arttığı görülmüştür. ÇİÖÖ? nün Toplumsal Kaynakları Sıralamadaki Öz-yeterlilik, Akademik Başarıdaki Öz-yeterlilik, Öz-Denetimli Öğrenmedeki Öz-yeterlilik, Diğer İnsanların Beklentilerini Karşılamadaki Öz-yeterlilik, Toplumsal Öz-yeterlilik ve Öz-Zorlama Yeterliliği alt boyutlarında anneleri lise ve üniversite mezunu olanların sıra ortalamaları genel olarak anneleri ilkokul ve ortaokul mezunu olanlara göre daha yüksek bulunmuştur. ÇİAÖ? den alınan puanlara göre babaları lise ve üniversite mezunu olanların, babaları ilkokul ve ortaokul mezunu olanlara göre daha yüksek düzeyde destekleyici aile ilişkileri algıladıkları bulunmuştur. ÇİÖÖ? nün Toplumsal Kaynakları Sıralamadaki Öz-yeterlilik, Akademik Başarıdaki Öz-yeterlilik, Öz-Denetimli Öğrenmedeki Öz-yeterlilik, Toplumsal Öz-yeterlilik ve Öz-Zorlama Yeterliliği alt boyutlarında babaları lise ve üniversite mezunu olanların sıra ortalamaları genel olarak, babaları ilkokul ve ortaokul mezunu olanlara göre daha yüksektir. ÇİAÖ? nün Engelleyici Aile İlişkileri alt boyutunda sosyo-ekonomik durumunu yüksek algılayanlar, orta olarak algılayanlara göre daha düşük düzeyde engelleyici aile ilişkileri algılamaktadırlar. ÇİÖÖ? nün Toplumsal Kaynakları Sıralamadaki Öz-yeterlilik, Akademik Başarıdaki Öz-yeterlilik, Öz-Denetimli Öğrenmedeki Öz-yeterlilik, Öz-Denetim Yeterliliği ile Ebeveyn ve Toplum Desteğini Sıralamadaki Öz-yeterlilik alt boyutlarında sosyo-ekonomik durumunu yüksek algılayan öğrencilerin sıra ortalamaları, orta olarak algılayanlara göre daha yüksek bulunmuştur. ÇİAÖ? nün Engelleyici Aile İlişkileri alt boyutunda okul başarısını yüksek algılayanlar, orta algılayanlara göre daha düşük düzeyde engelleyici aile ilişkileri algılamaktadırlar. Destekleyici Aile İlişkileri alt boyutunda okul başarısını yüksek algılayanlar, orta algılayanlara göre daha yüksek düzeyde destekleyici aile ilişkileri algılamaktadırlar. ÇİÖÖ? nün tüm alt boyutları ile algılanan okul başarısı arasında anlamlı düzeyde pozitif bir ilişki bulunmuştur. Okul başarısını yüksek algılayan öğrencilerin tüm alt boyutlardaki öz-yeterlilik düzeyleri, okul başarısını orta algılayanlardan daha yüksek bulunmuştur. Bu araştırmanın sonucunda, yaşın ve cinsiyetin aile ilişkilerini algılama üzerinde etkili olmadığı; kardeş sayısının, anne ve baba öğrenim düzeylerinin, algılanan sosyo-ekonomik durum ve algılanan başarının, aile ilişkilerini algılama üzerinde etkili olduğu bulunmuştur. Yaşın, kardeş sayısının, anne ve babanın eğitim düzeylerinin, algılanan sosyo-ekonomik durum ve okul başarısının, öz-yeterlilik üzerinde etkili olduğu bulunmuştur. Annenin çalışıp çalışmamasının aile ilişkilerini algılama ve öz-yeterlilik üzerinde etkili olmadığı görülmüştür. Sonuç olarak öğrencilerin algıladıkları aile ilişkileri ile öz-yeterlilik düzeyleri arasında anlamlı bir ilişki bulunmuştur. The aim of this study was to investigate family functions and self-efficacy levels of 4th and 5th grade students according to some demographic variables. This research is based on descriptive method. Sample consisted of 105 girls and 112 boys, totally 217 students selected by random sampling method from the schools in Milas, Muğla, in the academic year 2012-2013. Data were collected by the Family Relationship Scale for Children, Self-Efficacy Scale for children and a questionnaire prepared by the researcher. By Statistical package SPSS 20.0 software; since the data were non-parametric, Mann-Whitney U test, Kruskall- Wallis H test ve Spearman Brown Correlation were used to analyze the data. Results showed that there is a negative statistically significant correlation between discouraging family relationships and self-efficacy levels except from self-control subscale levels of children. Besides, it is determined that there are statistically significant positive correlation between supportive family relationships and the self-efficacy subscales levels of children. According to results, it is understood that self-efficacy levels of children are interrelated with family functions. Results showed that age and gender are not effective factors on family functions. Age is effective on the self-efficacy levels of the children. Gender is effective on leisure time skills self-efficacy levels in favor of girls. Results showed that children who have no siblings perceive lower discouraging family relationships and higher supportive family relationships rather than the children who have siblings. By the way, it was found that when the sibling number increases discouraging family relationships increases and supportive family relationships decreases. Results showed that as the mothers? education level increases, discouraging family relations decreases and supportive family relationships increases. It was found that fathers? education level is effective on supportive family relationships of children. Children who perceive their socio-economic level as high, who perceive their school successs as high, perceive less discouraging family relationships. Results showed that childrens? perception about school success is effective on their self-efficacy levels. As a consequence, there is a relation between the family relations and self-efficacy levels of childrens. Age, number of sibling, education level of parents, perceived socio-economic level, school success are found to be effective on family relations and self-efficacy levels of children