dc.description.abstract |
Osmanlı İmparatorluğu ile Batı arasındaki ilişkilerin uzun bir tarihi vardır. Osmanlılar kuruluşlarından itibaren yönlerini Batıya çevirmiştir. Osmanlı için XVIII. yüzyıla kadar düşman olan Batı, bu tarihten sonra model olmuştur. Batıyı gelişme modeli olarak almak, batılılaşma olarak adlandırılmaktadır. Batılılaşma aslında bir modernleşme hareketidir ve İslamcılık, Osmanlıcılık, Batıcılık ve Türkçülük ideolojilerince de farklı biçimlerde benimsenmektedir. Bu ideolojilerin temel amacı İmparatorluğu kurtarmaktır. Fakat Cumhuriyetin kuruluşuyla, bu ideolojiler yerlerini cumhuriyet ideolojisine bırakmıştır. Cumhuriyetçilik de Batıya yönelmiştir fakat bu yöneliş iki karşıt özelliğe sahiptir: Cumhuriyetçilere göre Batı hem kültürü hem de emperyalizmi temsil etmektedir. 1960-1980 arasındaki dönemin nispeten özgür ortamında, Osmanlıdan miras kalan batılılaşma tartışmasının yeniden canlandığı görülmektedir. Dönemin bir başka özelliği de sağ ve sol ideolojilerin yükselişidir. Buna karşılık batılılaşma sorunsalı sağ ve sol akımlar içinde tartışmalı bir konu olmuştur. Bu nedenle konunun iktisadi, siyasal ve kültürel düzeylerde incelenmesi gerekmektedir. Bu inceleme sonucunda, 1960-1980 dönemi siyasal ideolojilerindeki Batı algılamasının, Cumhuriyetin ilk dönemine nazaran çeşitlendiğini ortaya çıkmaktadır. 1960-1980 döneminden itibaren Batıya yönelik tavır, siyasal ideolojilerin ayırt edici özelliği olmaktadır. The relationship between the Ottoman Empire and the West had a long history. The Ottomans turned their direction to the West since their inception. The West which had been an enemy until the eighteen century became a model. Taking the West as a model for development is called westernisation. Westernisation is in fact a modernisation movement, and shared by ideologies ranging from pan-Islamism and pan-Ottomanism to Westernism and pan-Turkism. The main objective of these ideologies was to save the empire. But all these ideologies were superseded by the republican ideology with the foundation of the Republic. The republicanism too looked toward the West but its westernism has a dichotomous character. To republicans the West represented both civilisation and imperialism at the same time. Relatively liberal environment of the era between 1960-1980 saw the revival of westernisation debate inherited from the Ottoman Empire. Another characteristic of the era was the rise of ideological division between the right and the left. However, the westernisation problematic was a contentious issue both within the left and the right. Therefore the issue needs to be examined at economic, political and cultural levels. From this perspective, it appears that the perception of the West in political ideologies between 1960-1980 was quite diversified from those of the early Republican period. From then on the attitude toward the West has become a distinctive element of political ideologies. |
en_US |