Abstract:
Geçmişi ‘yaşama döndürmek'ten öte, insanların yaptıklarıyla, yazıya dökülenler arasındaki mesafeyi arttırmayı amaçlayan tarihi aktaran tarih metinlerinde kullanılan tarih teknolojisi, bu metinleri anlatı sözbilimsel kipinden savlama sözbilimsel kipine, bir başka deyişle somuttan soyuta doğru dönüştürmektedir. Bu çalışma da tarih teknolojisinin bu dönüştürme işlevinin, soyutlamanın en sık kullanılan dilsel kodlayıcısı olan adlaştırma yapıları temel alınarak belirlenip belirlenemeyeceğini sorgulamaktır. Adlaştırma yapılarının kullanım sıklıkları ve işlevleri göz önünde bulundurularak tarih metinlerinde yeğlenen sözbilimsel kipi, Dizgeci İşlevsel Dilbilgisi çerçevesinde ve Türkiye'de İlköğretim düzeyinde (İlköğretim 6., 7. ve 8. sınıf) okutulan tarih metinleri kapsamında belirlemeyi amaçlayan çalışmamız, adlaştırmanın sözbilimsel kiplerin belirlenmesinde bir ölçüt olarak kullanılabileceğini göstermiştir. The Technology of History, which is used in coding historical texts, aiming at distancing the recoverable past from story, evolves these texts from narrative to argumentation rhetorical mode, or from more concrete to more abstract. This study questions whether or not this evolution function and the rhetorical modes preferred in historical texts can be defined taking nominalisation, which is the most common means of coding abstraction and distancing, as a criterion. The results of the study show that, the frequency and the functions of the nominalisations which were analysed within the framework of Systemic Functional Linguistic and in the scope of a sampling comprising of texts obtained from the textbooks used in primary education in Turkey, can be used as a criterion in defining the preferred rhetorical mode in the historical texts.