Abstract:
Türklerin tarih boyunca değişik isimlerle pek çok devlet ve hanedan kurdukları bilinen bir gerçektir. Elbette ki bunu mümkün kılan ve dolayısıyla Türk tarihinin ve kültürünün Orta Asya'dan Orta Avrupa'ya, Orta Doğu'ya, Afrika'ya, Sibirya'dan Hindistan'a kadar geniş bir coğrafyaya yayılmasında ırki özelliklerle birlikte daha başka birçok sebebin etkisinden söz edilebilir. Bu çerçevede özellikle “kut” inancına dayalı hakimiyet ve hükümdarlık anlayışının da epeyce büyük etkisinin olduğu muhakkaktır.Ancak Türklerdeki bu hakimiyet ve hükümdarlık anlayışı, bir yandan devletlerin kurulmasına ve dolayısıyla Türk hakimiyetinin ve tarihinin yaygınlaşmasına hizmet etmiş; diğer yandan da saltanat ve hükümdarlık kavgalarına ve isyanlara zemin hazırlayarak Türk devletlerini zaafa uğratıp yıkılmalarına bile sebep olabilmiştir. Zira Türk hakimiyet telakkisinde, devleti idare etme hakkı ve yetkisine temel teşkil eden kut'un, kan yoluyla hükümdarın bütün evlatlarına geçtiği ve dolayısıyla hanedan üyelerinin hepsinin hükümdar olma hakkının bulunduğu inancı vardır. Bu bağlamda söz konusu anlayış veya inanç Türk tarihinde pek çok saltanat ve hükümdarlık mücadelesine meşrû zemin hazırlamış ve zaman zaman şehzadelerin isyanına sebep olmuştur. Hatta bazen iç ve dış mihraklar bu durumu kendi emelleri ve menfaatleri doğrultusunda kullanmışlar ve hanedan azalarını bu nevi isyanlara tahrik ve teşvik etmişlerdir. Nitekim bilindiği gibi, Türk devletlerinin tarihinde epeyce bu tür isyanlara rastlamak mümkündür.İşte biz de bu makalemizde; Selçuklu tarihinde ortaya çıkan İbrahim Yınal isyanını inceleyeceğiz ve isyanın arkasındaki Fatımi etkisini göstermeye çalışacağız. Ancak bunun için önce, Fatımilerin İbrahim Yınal'ı isyana teşvik etmeye sevk eden Selçuklu-Abbasi münasebetlerinin gelişmesi ve yakınlaşmasının tabii bir sonucu olarak doğan Selçukluların Abbasi-Sünni yanlısı, Fatımi karşıtı siyaseti açıklanacak. Akabinde Selçuklu devletini zaafa uğratmak ve dolayısıyla kendilerine yönelik Selçuklu tehlike ve tehdidini ortadan kaldırmak için, Fatımilerin, İbrahim Yınal'ı nasıl isyana tahrik ve teşvik ettikleri, daha önce pek kullanılmayan kaynaklar ışığında, gösterilecektir. Ayrıca bu isyanın o dönemde hem Selçuklu Devleti, hem de Abbasi hilafeti açısından doğurduğu ve doğurabileceği muhtemel sonuçlara dikkat çekilecektir