Abstract:
Araştırmanın amacı, öncelikle İman Gelişimi (İG) ile Dinsel Fundamentalizm (DF) değişkenleri arasındaki ilişkiyi, daha sonra da aynı değişkenlerin bazı demografik değişkenlerle (yaş, cinsiyet, sınıf, sosyo- ekonomik düzey (SED), öğrenim alanının türü gibi) olan ilişkilerini incelemektir. Bu çalışmanın örneklemini, DEÜ'ne bağlı İlahiyat Fakültesi'nin İlahiyat ve DKAB bölümleri ve Eğitim Fakültesi'nin Sınıf Öğretmenliği bölümlerinde öğrenim gören öğrencileri arasından tesadüfi yöntemle seçilmiş 411 kişi (erkek=167, kız=244) oluşturmaktadır. Mevlana Celaleddin er-Rûmi'nin düşünce sisteminde aşk kavramı oldukça merkezi bir öneme sahiptir. Aşk betimlemeleri, çeşitleri, aşkın önemi, fonksiyonu, akıl karşısındaki konumu Mevlana tarafından uzun uzun işlenmiştir. Aşk hakkında o kadar sanatkarane düşünceleri açıklamasına ve binlerce şiir söylemesine rağmen yine de Mevlana, aşkını ve mistik halini açığa vurma yanlısı değildir. O, bu konuda, gayet açık yüreklilikle, fazla konuşmamayı ve sükut etmeyi tavsiye etmiştir. Zira o, aşkın tam olarak anlatılamayacağı kanaatindedir. Bunun ana nedeni, aşkı anlatmadan ziyade onu hissetme ve yaşama gerekliliğidir. Kelimeler, düşünceleri, ruhun sırlarını ve aşkı ifade etmede yeterli değildir. Bundan dolayı yer yer, harfsiz, dilsiz, dudaksız “hal dili” ile konuşmak gerekmektedir. Çünkü aşkı ifade etmede dilin imkanları dardır. Dilin gücü sınırlıdır, o meramı anlatmada eksik ve kusurludur. Dilin görüneni anlatma fonksiyonu vardır; bunun ötesini anlatmada dil acizdir. Mevlana'ya göre aşk, doğası gereği bize kendisini açıkça ifade edebilme imkanı vermemektedir. Sözün yetersiz kalışı yanı sıra zarar doğurması da aşkı ifade etmede caydırıcı bir neden olmaktadır. Bir başka neden de, aşkı yaşamayanların onu anlayamayacağı gerekçesi ve seviye problemidir. Bu durumda Mevlana, aşkın, dil ile değil de, yine aşkın kendisi ile anlatılabileceğini önermektedir. Mevlana, aşkın uzlaşımsal olarak tanımlanamayacağını, ancak çeşitli şekillerde betimlenebileceğini, bizzat birbirinden güzel örnekler sunarak, anlatmak istemiştir. Onun aşkla ilgili bu betimsel ifadeleri veya tanıtımları makalede, olumlu etkileriyle, olumsuz etkileriyle, her iki etkisiyle ve negatif (selbi) dille aşk betimlemeleri olmak üzere dört grupta toplanmıştır. Bu gruplar da kendi içlerinde, yüklemleri fiil, fiilimsi, sıfat, isim, soyut isim, soyut ve tabii varlıklara benzetme yoluyla olan aşk betimlemeleri şeklinde ayrıma tabi tutmuştur.