Abstract:
20.yüzyılın sonlarında dünya genelinde yaşanan dönüşümler konut üretim biçimlerinde de farklılıklar yaratmıştır. Ekonomik süreçlere temellenen bu dönüşümler, üst ölçekte kapitalizmin yeniden yapılanma süreçleri ve neoliberal politikalarla ilişkili olarak şekillenmektedir. Bu bağlamda kent içinde ya da çeperlerinde, kontrollü ve planlanmış yaşam alanları olarak ortaya çıkan kapalı konut siteleri, klasik konut yapısını farklı bir mekansal örgütlenme ile tüketiciye sunmanın yeni bir yolu olarak 80'li yıllarda keşfedilmiştir. Amerika'da ilk örnekleri görülen ve dünyaya yayılan kapalı siteler, Türkiye'de de önemli bir dışa açılım sürecinin yaşandığı 1980 yılı sonrasında, neo-liberal politikaların benimsenmesi ve dünyadaki kapitalist yeniden yapılanma sürecine eklemlenme ile birlikte, sermaye birikiminin kentlerde yoğunlaşması ve kentsel mekanın bir rant aracı haline gelmesiyle yaygınlaşmışlardır. Küreselleşme dinamiklerinin en hızlı işlediği ve sermaye birikiminin yoğunlaştığı kent olan İstanbul, bahsedilen gelişmelerin en net okunabildiği kent olmuştur. Büyük sermaye gruplarının gayrimenkul alanındaki üst ölçekli yatırımları doğrultusunda özellikle 90'ların sonlarında gelişmeye başlayan bu konut alanları, yatırımların büyük bir kısmını kendine çeken İstanbul kentinde başlayarak ülkenin diğer büyük kentlerine yayılmış; Ankara'dan sonra İzmir'de de sayıları giderek artmaya başlamıştır. Bu noktada, İzmir ve İstanbul'u kıyasladığımızda, kapalı konut sitelerinin niteliklerinin bunları geliştiren yatırımcı firmalara bağlı olarak değiştiği görülmektedir. Türkiye genelinde kapalı siteler benzer karakteristikler gösterse de, yatırımcı firmanın sermaye gücü ve ölçeği bazında farklılaşmakta ve bu durum konut alanlarının niteliklerini etkilemektedir. Bu doğrultuda bu çalışmanın amacı, İstanbul ve İzmir'deki kapalı konut sitelerinin farklılıklarını yatırımcı firmaların nitelikleri bağlamında analiz etmektir. At the end of 20th century, the transformations throughout the world have also caused changes in housing production methods. These transformations that base on economical processes, are shaped in relation with capitalist re-structuring processes in upper scale. In this context, the gated communities that originated as controlled and planned living areas in the city or on the periphery of the city were discovered in the ‘80s as a new way of offering the consumers the classical house structure with a different spatial organization. This new kind of housing modal which has firstly emerged in American cities has spread out other cities of the world in a short period of time. Beginning with the foreign expansion process in first half of 1980's, adopting the neo-liberal policies, articulating re-structuring process of capitalism in the world, accumulating the capital over cities and becoming a rant tool of the urban space have been fundamental motivations for emerging of gated communities in Turkey.These housing settlements have developed especially at the end of 1990s through high scale real estate investments of enterprises of big investor firms. Development of gated communities has initially introduced in İstanbul, where investments have been concentrated and rapidly spread out the other metropolises of Turkey; furthermore, number of gated communities has also increased in İzmir as in Ankara in recent years. At that point, considering Izmir and Istanbul, gated communities have differed through investor firms' qualifications. Though gated communities have some common characteristic in Turkey, investor firm's qualifications differ depending on city's share from capital accumulation. This situation inevitably affects the quality of housing settlement. In result, main objective of this study is to introduce the differences of gated communities in Istanbul and Izmir in terms of investor firm's qualifications.