dc.description.abstract |
Amaç: Abdominal aort anevrizmalarının (AAA) endovasküler (EVAR) sonrasında aort anevrizma morfolojisinin yeniden modellenmesinde, anevrizma çapı, trombüs çapı ve yükündeki erken dönem değişikliklerin değerlendirilmesi ve hasta grubunun taşıdığı risk faktörleri ile bağlantılı olarak prognozun ve tedavinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Gereç-yöntem: Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı'nda Aralık 2004-Mayıs 2010 tarihleri arasında abdominal aort anevrizması (AAA) ön tanısı ile BT-A tetkiki ile değerlendirilen ve sonucunda endovasküler tedavi için uygun görülen 150 hasta çalışmaya alındı. Bu hastalardan işlem öncesi ve 1.ay,3.ay,6.ay ve 12.ay sonrasında radyolojik takipleri BT-A ile yapılan 37 hasta çalışmaya dahil edildi.Kalan hasta grubunda ya preoperatif yada postoperatif BT-A tetkiki dış merkezli olmasından dolayı değerlendirme yapılamadı ve çalışma dışında bırakıldı. Çalışmaya dahil edilen yaşları 52 ile 93 arasında değişen(ortalama 69.08) 32 erkek, 5 bayan hastanın hem preoperatif hem postoperatif BT-A görüntüleri pacs arşivinden retrospektif olarak değerlendirildi. Axial, koronal ve sagittal görüntüler üzerinden anevrizma kese çapı, trombüs çapı ve trombüs yük ölçümleri yapıldı. Hastaların demografik özellikleri arşiv kayıtlarından ve merkez labaratuar verilerinden elde olundu. Bulgular: 12 aylık dönemde endovasküler tedavi sonrasında anevrizma kesesi çapında 7.4mm küçülme olduğu (p<0.001) gözlendi. Preoperatif trombüs çapı ortalama 20.57mm ölçüldü. Postoperatif ölçümlerde 1.ay ortalama trombüs çapı 27.73mm, 3.ay ortalama 25.49mm, 6.ay ortalama 23.49mm, 12.ay ortalama 23.32mm idi. Ölçümler incelendiğinde postoperatif 1.ayda ortalama trombüs çapında artış varken zamanla giderek azalma olduğu görüldü.(p<0.001). Preoperatif trombüs yükü ortalama %57.86 ölçüldü. Postoperatif ölçümlerde 1.ay ortalama trombüs yükü %80.70, 3.ay ortalama %78.19, 6.ay ortalama %76.24, 12.ay ortalama %75.57 idi. Trombüs çap değişimlerine benzer şekilde 1.ay sonrasında artış varken zamanla giderek azalma olduğu görüldü.(p<0.001) Söz konusu değişimlerin ht, kah, hl, pah, pan, sigara, koah gibi etmenlerden bağımsız olduğu gözlendi. Sadece ikili antikoagulan kullanan grupta TipII endoleak insidansı daha fazla bulundu. Sonuç: Preoperatif ve postoperatif anevrizma morfolojisinin karşılaştırılması tedavinin etkinliğinin değerlendirilmesine ve olası komplikasyonların öngörülmesine olanak sağlayabilir. Bizim çalışmamızda ele aldığımız üç kriterde EVAR sonrasında anlamlı değişiklikler gösterilmiştir. Tüm bu yönlerden anevrizma kese çapı,trombüs çapı ve yükündeki değişiklerin ve endoleak oluşumunun prognozu etkileyeceği ve tekli antiplatelet tedavisinin daha uygun olduğunu düşünüyoruz. The main objective of the repairment of aort aneurism is to prevent aortic rupture. Either open surgery of the aortic aneurism or endovascular treatment (EVAR) procedures aim to exclude "sacculer aneurism" from the main circulation. There has been a significant increase in the patients treated with endovascular surgery due to the recent technical advances. However, the long term total and aneurism related mortality has not been changed, even perioperative morbidity and mortality rates are considerably lower in endovascular surgery. Rupture of the aneurysm is the main cause of mortality as a late complication following EVAR. Ct angiography is the best method in monitoring EVAR procedures. There are independent variables such as preoperative aneurysm diameter, thrombus load, number and diameter of aortic branches, diameter of minor neck, length of proximal neck, evidence of plaque/thrombus in the carotid artery, shape of neck , endoleak, age, sex, smoking, antiaggregating and anticoagulant therapy, which could influence the behaviour of the sac. The significant reduction in the diameter of the nec is a strong indicator of the therapy success. The anatomical variables are very important in the selection of patients for EVAR procedure. This study aims to predict the long time morbidity in patients treated with EVAR by monitoring the diameter of the sac and thrombus by CT-angiography, and to determine the influence of the related risk factors in the follow-up of these patients. |
en_US |