Immigration and expectations in a new millennium: Re-examining American nation within a global scheme

Abstract

Çalışmada, ABD'nin tarih çerçevesinde kökleşmiş en kalıcı ve en fazla nüfuz etmiş konularından biri olagelen göç olgusu irdelenmektedir. Çalışmanın ilk bölümünde, göçün evrimleşmesi ve etkilerine dönük politika tartışmalarında gelinen son noktanın ortaya konulması amaçlanmaktadır. Çalışmanın ikinci amacı göçe yön veren disiplinler arası, mali, felsefi, demografik ve sosyal iletişim ağları ile geçmiş ve mevcut izdüşümleri belirlemektir. Küreselleşmenin yarattığı etkilerin sonucu olarak göç, etki alanını entelektüel temellerden eğitim ve ahlaki koşullar, demografik yapı, çevre kalitesi, ekonomik güvenlik ile toplumsal istikrar ve adaleti çevreleyen sarmallara genişletmiştir. Küreselleşme ve artan yabancı düşmanlığının sonucu olarak bu değişim sürecinin 21. yüzyılda etkileri katlanarak olmuştur. Yeni binyılda ABD'nin bu farklılıkları bu dönemde kucaklayıp kucaklayamayacağı ve kamu alanını paylaşıp paylaşamayacağı, küresel rekabet edebilirliğiæ gizil gücü, edimi, performansı ve edinci bağlamında yeniden incelenerek en etkin biçimde cevap verebilecek çözüm yolları ele alınmıştır. ABD tarihi boyunca göçmenler değişen oranlarda sindirmeci/yerli politikalara maruz bırakılmaktaydı. Ancak bu tarz politik benimsemeler, sınırların ve mesafenin yerli olmayanların memleketleriyle bağlarını yok etmediği günümüz dünyasında başarısız olmaktadır. Bunun yanı sıra, yeni bin yıl, tarihin cilvelerine ve günümüz küresel güçler, ekonomik yeniden yapılanmalar gibi makro ve 11 Eylül İkiz Kule Saldırıları gibi mikro düzeyde anahtar etkiler, göç ve Amerikan toplumundaki iki yönlü değişimi aydınlatması adına yeniden mercek altına alınmıştır. Bu çalışmada ABD'de geçmişten günümüze göç politikaları analiz edilerekæ en geniş anlamıyla küreselleşmenin tüm toplumu tezat bir şekilde hem zayıflatabileceği hem de güçlendirebileceği sonucunu göstermek için küreselleşme, küresel terör, küresel ekonomi, kimlik ve eğitim alanları araştırılmıştır. Çözüm aşamasında, iki tarafın da göç ve beklentileri ters düz edebilecek kinetiğe sahip dinamizmin bu yeni bin yılın dinamizmi olması fikri, önerilen yeni göç modeli ile bütünleştirilerek sunulmuştur. This study deals with the immigration phenomenon which has been one of the most enduring and pervasive issues ingrained in the historical framework of the United States of America. The first part of the study brings up to date both the theoretical and the policy debate on the evolution and impact of immigration. The second purpose of the study is to take a closer look at the interdisciplinary, fiscal, philosophical, demographic and social networks and past and present projections driving immigration. As a result of the effects of the globalization that is put forward, the immigration has expanded its scope from the intellectual basis to rotary circles charting around educational and moral terms, demographic structure, environmental quality, economic security, and social stability and equity. The effects of this change process as a consequence of globalization and the increasing xenophobia have been more cumulative in the 21st century. The solutions that most effectively respond to whether the USA will or can embrace the diversity and share the public sphere or not in this age have been handled through a re-examination within the context of its global competitiveness, capacity, performance and competence in the new millennium. Throughout the history of the US, immigrants have been subjected to an assimilative/nativist policy of differing ratios. However such political adoptions fail to be successful in today's world where boundaries and distance do not efface non-natives' bounds with their home countries. Besides, the new millennium is re-focused in order to elicit the reciprocal change in immigration and American society, the historical timing and key effects at macro-level such as contemporary global forces and economic restructuring and at micro-level, i.e. 11th December Twin Tower Attacks. In this study, the immigration policies from past to present are analyzedæ and the scope of the globalization, global terror, global economy, identity and education are explored in order to reach the illation that the globalization, in its broadest sense, can both weaken and strengthen the whole nation paradoxically. The notion that this dynamism of the new millennium has the kinetic to turn the immigration and expectations upside down for both sides has been integrated into the proposed new model of immigration.