Abstract:
Osmanlı Devleti ile Rusya'nın ortak tarihine bakıldığında Rusya'nın Boğazlar üzerinde hakimiyet kurma mücadelesinden dolayı bunun büyük bir bölümünde rekabetçi ilişkilerin egemen olduğunu görebiliriz. Fakat Berlin Kongresi'nden sonra Osmanlı Devleti ile ilgili politikalarında bağımsız bir güç olarak hareket edemeyeceğinin farkına varan Rusya sürekli müttefik arayışı içerisinde olmuştu. 20.yüzyıla gelindiğinde Rusya'nın Osmanlı İmparatorluğu'nda yürüttüğü bütün politikalar onun Boğazlar politikasının birer parçalarıydı denilebilir. Diğer yandan Boğazlar üzerindeki tasarıları hep engellerle karşılaşıyordu. Bunları bertaraf etmek için Rusya bölgede meydana gelen krizlerin yarattığı fırsatlardan faydalanarak Boğazları ele geçirmeyi denemişti. Fakat bu dönemde Boğazlar'ı ele geçirmek için gerekli olanaklara sahip olmadığından bölgede statükonun korunması politikasını izleyecekti. Böylece Rusya'nın temel amacı Osmanlı Devleti'nin dağılmasını ve Boğazlar'ın kontrolünün üçüncü bir devletin eline geçmesini önlemek olmuştu. Bu nedenle Rusya Balkanlar'da Slavların Doğu Anadolu'da ise Ermenilerin durumunun düzeltilmesi için ıslahat yapılması talebinde bulunacaktı. Fakat bunu yaparken ne Slavların ne de Ermenilerin bağımsızlıklarını arzulamıyordu. Rusya'nın kendi nüfuz bölgelerindeki devrimci faaliyetleri korkusu Slav ve Ermeni devrimci hareketlerine karşı olumsuz tavır sergilemesine neden olmuştu. Bunun için hem Balkanlarda hem de Doğu Anadolu'da kendi denetiminde tampon devletler yaratmak istiyordu. Görüldüğü üzere Rusya'nın hem Balkan hem de Doğu Anadolu politikası kendi içerisinde tutarsızdı. Balkanlarda Rusya, Boğazlar ile ilgili çıkarlarına yardımcı olacak biçimde Slavları desteklemişti. Bu konuda Rusya'nın en büyük silahı ise Panslavizm ideali olmuştu. Fakat Balkan Savaşları'ndan önce kurduğu Balkan İttifakı kısa sürede Rusya'nın kontrolünden çıkmıştı. Birinci Dünya Savaşı'nda ise Rusya Bulgaristan'ın Mihver Devletleri'ne katılmasına engel olamamıştı. Bütün bunlar Rusya'nın Balkan politikasının iflasını da beraberinde getirecekti. Diğer yandan Boğazları diplomasi yoluyla açma çabaları da sonuçsuz kalmıştı. Birinci Dünya Savaşı sırasında Rusya'da meydana gelen devrim ve bunun sonucunda imzalanan Brest-Litovsk Antlaşması ise Rus-Türk ilişkilerinde bir dönüm noktası olmuştur. Anahtar Kelimeler: 1) Rusya, 2) Panslavizm, 3) Islahat, 4) Boğazlar Meselesi, 5) Ermeni Politikası When we look at the common history of the Ottoman Empire and Russia, we can see that a major part of this consists of a competitive relationship due to Russia's struggle to gain the control of the Straits. However after the Berlin Congress Russia noticed that she can not act as an independent power regarding the policies concerning the Ottoman Empire, and she was constantly in a search of an ally. In the 20th century it can be said that all the policies that Russia carried out in the Ottoman Empire, were a part of her Strait policy. On the other hand her plans about the Straits always encountered obstacles. Russia in order to overcome these tried take hold of the Straits by benefitting from the opportunities which came out of the crisis in the region. Yet in this period Russia had no means to take hold of the Straits so she followed the policy of preserving the status quo in the regions. Therefore Russia's main goal was to prevent the disintegration of the Ottoman Empire and to prevent the control of the Straits by a third state. For this reason Russia would ask for a reformation in order to improve the conditions of Slavs in the Balkans and Armenians in the East Anatolia. But Russia meanwhile desired the independence of neither Slavs nor Armenians. The fear of revolutionist activities within Russia's own power spheres led Russia to take a negative attitude towards the Slavic and Armenian revolutionist activities. Therefore she wanted to form buffer states in her control both in the Balkans and in the East Anatolia. As it can be seen the policy of Russia both in the Balkans and in the East Anatolia is inconsistent. Russia in the Balkans supported the Slavs in a way that would be useful for her interests concerning the Straits. The ideal of Panislavism was the greatest weapon of Russia in this subject. Yet the Balkan Alliance which was formed short before the Balkan Wars soon was out of the control of Russia. And in the First World War, Russia could not prevent Bulgaria from joining the Axis Powers. All this would bring the failure of the Russia's Policy in the Balkans alongside. On the other hand the efforts to open the Straits by diplomacy was resultless. The Brest-Litovsk, which was signed as a result of the Revolution in the Russia occurred in the First World War, is a turning point in the Russian-Turkish Relations. Key Words: 1) Russia, 2) Panislavism, 3) Reformation, 4) The Straits Question, 5) The Armenian Question