Dokuz Eylül Üniversitesi GSF Yedi:Sanat,Tasarım ve Bilim Dergisi, S3 (2010)
http://hdl.handle.net/20.500.12397/878
2024-03-28T20:12:09ZAvrupa dekoratif sanatlarındaki Chinoiserie etkisinin tekstil baskıcılığındaki yansımaları
http://hdl.handle.net/20.500.12397/930
Avrupa dekoratif sanatlarındaki Chinoiserie etkisinin tekstil baskıcılığındaki yansımaları
ERDEM İŞMAL, Özlenen ; YILDIRIM, LEYLA
Avrupa'nın Doğu ile ticaretinin oldukça eskilere dayanan bir geçmişi bulunmaktadır. Bu ticaret, sadece ekonomik boyutta kalmamış, bilgiden tekniğe her türlü kazanımların da paylaşılmasıyla kültürel alış veriş şeklinde gelişmiştir. Doğu, sürekli olarak Avrupa için gizemli, keşfedilmesi gereken büyülü bir ortam olmuştur. Bu düşsel ülkelerle ilgili yaratılan düşünceler ve oradan getirilen malların ihtişamı zaman zaman Avrupa dekoratif sanatlarını etkilemiş ve sanat tarihinde chinoiserie denilen, mobilyadan, duvar kağıdına, seramikten tekstile kadar uzanan değişik ürün gruplarında etkisi görülen bir modanın gelişmesini sağlamıştır. Europe and East have a trading history which dated back to ancient times. This trading had not only ecomomical dimensions it also had been developed via cultural exchange by sharing knowledge and technical lore. East had been continuously mysterious and magical place for Europe that needs to be discovered. Notions and the goods imported from these magical countries had affected Europe's decorative arts and this process developed a fashion known as chinoiserie which had effects on furniture to wall papers and ceramics to textiles.
2010-01-01T00:00:00ZDilin dramatiği ya da Mahmud ile Yezida
http://hdl.handle.net/20.500.12397/929
Dilin dramatiği ya da Mahmud ile Yezida
AYDEMİR, Bünyamin
Türk Tiyatrosunun önemli yazarlarından biri olan Murathan Mungan'ın 1980 yılında kaleme aldığı Mahmud ile Yezida, yöresellik, şiirsellik ve trajik öğelerin oldukça baskın olduğu bir oyundur. Aşkın tragedyası veya töreler arasına sıkışan aşkın bir tutkunun baltalanışının lirik-trajik iniltisinin canlandırıldığı oyun diye tanımlayabileceğimiz Mahmud ile Yezida, başat olarak töre kavramının merkezileştirildiği, aşk kavramının da yine benzer ağırlıkla ele alındığı tematik bir portföye sahiptir. Yine Türk Tiyatrosunun önemli yapıtları arasında yer alan oyun, canlandırılma ilkesine dayandırılarak oluşturulmuş diyalog düzeni ve sahnenin anlatısal işlevinin hesaba katılmasıyla meydana getirilmiş didaskalik bölümlerinin yetkinliğiyle, hem drama özgü olanı, hem de yazınsallığın değerlerini bir arada buluşturan bir seçkinlik taşımaktadır. Her metin kendi dilini yaratır ve her metin kendi özel dil kullanımının bir ürünüdür, gerçeğinden hareketle irdelemeye çalıştığımız bu oyun metni, öncelikle yazarın şair kimliği, yaşam kaosu içindeki insanın tragedyasını görebilme yetisi ve yöreye ve folklorüne olan duyarlılığı ekseninde biçimlendirilmiş bir yapıttır. Mahmud ile Yezida, written by one of the most important writers of Turkish Theatre, Murathan Mungan in 1980, is a play which is dominantly local, poetic and tragic. Mahmud ile Yezida which can be described as the staging of the lyrical - tragical echoes of the frustration derived from a transcendent love which is stuck between the mores or tragedy of love, consists the theme of the customs as well as love. As one of the most important plays of Turkish Theatre, Mahmud ile Yezida is dramatically and literary distinguished with its dialog order vitalized through personification and 'didascalic' chapters formed by the narrational function of the stage. Having started the analysis from the fact that every text provides its own discourse and every text is a product of its own discourse usage, this play is formed up primarily by the playwright's poetic side, his ability at being capable of man's tragedy in the chaos of survival and his sensitivity to the region and its folklore.
2010-01-01T00:00:00ZKayıp düşlerin trajedisi: Fırtına üzerine yapısalcı bir çözümleme denemesi
http://hdl.handle.net/20.500.12397/928
Kayıp düşlerin trajedisi: Fırtına üzerine yapısalcı bir çözümleme denemesi
AKINCI, UĞUR
Fırtına, Pericles, Cymbeline ve Kış Masalı ile birlikte Shakespeare'in romances olarak adlandırılan son dönem oyunları arasında yer alır. Doğaüstü unsurların, gizemli kişilerin yer aldığı romance'larda, gerçek yaşamda rastlanması mümkün olmayan olağanüstü durumlar ve heyecan verici romantik serüvenler işlenir. Ne var ki Fırtına bir yana, bu romance'ların Shakespeare'in büyük komedyaları ve tragedyaları değerinde olmadığı hemen herkes tarafından kabul edilen bir gerçektir. 1611'de sarayda oynanılan Fırtına'nın büyük olasılıkla son oyun olduğu ileri sürülmektedir. Fırtına, birçok Shakespeare oyunu gibi çok değişik biçimlerde okunabilir, okunmuştur da Oyun bir anlamda büyük yazarın insan doğası üzerine yaptığı derin bir felsefi deneme gibidir. Bu çalışma yapısalcı çözümleme yönteminden yararlanarak bu derinliği ortaya çıkarma denemesidir. The Tempest, together with Pericles, Cymbeline and The Winter's Tale is one of Shakespeares' last epoch plays called romances. Supernatural assets and exciting romantic adventures which might not happen in reality have been performed in romances, which supernatural elements and mysterious characters took place. However, laying aside The Tempest, it is an admitted truth that these romances are not as valuable as Shakespeare's major comedies and tragedies. The Tempest claimed to be Shakespeare's last play performed in 1611 in the royal palace. The Tempest can be interpreted in various ways as Shakespeare's many other plays, and it has been done so. In a sense, the play is like a deep philosophical essay on human nature. This study is an attempt to reveal the depth of this essay by using the structuralist analysis method.
2010-01-01T00:00:00ZKromit Cevheri İşletme Atığının 1200°C'de Stoneware Bünyenin Renklendirilmesinde Kullanımı
http://hdl.handle.net/20.500.12397/927
Kromit Cevheri İşletme Atığının 1200°C'de Stoneware Bünyenin Renklendirilmesinde Kullanımı
DENK ÜRÜ, Hatice ; ŞÖLENAY, Emel
Seramik bünyeye dekoratif değerler katmak amacıyla, farklı renk veren metal oksitler ve seramik boyaları bünyede renklendirici olarak yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Günümüzde seramik bünyeyi renklendirmek için kullanılan oksit ve seramik boyalarının yanı sıra farklı atıklardan da yararlanılmaktadır. Bu tip uygulamalar, atık malzemelerin değerlendirilmesi ve ucuz alternatif malzemenin kullanılması açısından önem taşımaktadır. Bu nedenle, Şişe Cam Kimyasallar Grubuna ait, Soda-Krom Sanayi A.Ş. Mersin/ Kazanlı bucağındaki fabrikadan alınan nötralize kromit cevheri işleme atığı, 1200°C' de stoneware seramik bünyelerinde farklı oranlarda kullanılmıştır. Seramik Bünyenin renklendirilmesinde kullanılan atık malzeme oranı yükseldikçe, renk griden siyaha doğru bir skala oluşturmuştur. Yapılan araştırmada; atık malzemenin 1200°C de stoneware bünyelerinde renklendirici olarak olumlu etkiler verdiği gözlenmiştir. In order to decorate ceramic body, metal oxides and ceramic stain are widely used for providing various colors. Besides metal oxides and ceramic stain, also various wastes are being used in the coloring process recently. Such applications are important in terms of recycling waste and using inexpensive alternative material. Therefore, the neutralized processed chromite ore waste obtained from the Soda-Krom Sanayi A.Ş. factory in Mersin/Kazanlı, a branch of Şişe Cam Kimyasallar Group, has been used in increasing amounts in stoneware ceramic bodies at 1200°C. As the amount of waste increases in the coloring of a ceramic body, a color scale ranging form grey to black occurred. It has been observed that waste material has a positive effects as a colorant in ceramic bodies at 1200°C.
2010-01-01T00:00:00Z