Buca Eğitim Fakültesi Dergisi, S33 (2012)http://hdl.handle.net/20.500.12397/592024-03-29T13:09:12Z2024-03-29T13:09:12ZELEŞTİREL DÜŞÜNME VE PROBLEM ÇÖZME: ÖĞRETMENLERİNİN YANSITICI DÜŞÜNCEYİ UYGULAMALARIAlp, SibelŞAHİN TAŞKIN, Çiğdem http://hdl.handle.net/20.500.12397/1832020-06-16T12:44:25Z2012-01-01T00:00:00ZELEŞTİREL DÜŞÜNME VE PROBLEM ÇÖZME: ÖĞRETMENLERİNİN YANSITICI DÜŞÜNCEYİ UYGULAMALARI
Alp, Sibel; ŞAHİN TAŞKIN, Çiğdem
Yapılandırmacı yaklaşımı esas alan ilköğretim programında yansıtıcı düşünen öğretmen özellikleri üzerinde durulmakta ve sınıf öğretmenlerinin bu özelliklere sahip olması beklenmektedir. Bu araştırma sınıf öğretmenlerinin yansıtıcı düşünceye ve yansıtıcı düşüncenin öğrenme-öğretme sürecinde kullanılmasına yönelik bakış açılarını ortaya koymayı amaçlamaktadır. Veriler Marmara bölgesinde yer alan bir ilde bulunan, ilköğretim birinci kademe okullarında görev yapan, 30 sınıf öğretmeni ile yapılan görüşmelerden toplanmıştır. Verilerin analizinde gömülü teori yaklaşımı uyarlanarak kullanılmıştır. Analiz sonucunda‘Öğretmenlerin Yansıtıcı Düşünce Üzerine Görüşleri' ve ‘Öğretmenlerin Öğrenme Öğretme Sürecinde Yansıtıcı Düşüncenin Kullanılması Üzerine Bakış Açıları' olmak üzere iki ana kategori oluşmuştur. Araştırma bulguları sınıf öğretmenlerinin yansıtıcı düşünceyi kavram olarak bilmediklerini ancak betimlediklerini göstermektedir. Ayrıca, öğretmenlerin öğretme-öğrenme süreci ile ilgili açıklamaları doğrultusunda yansıtıcı düşünceyi eleştirel düşünme ve problem çözme boyutlarında kullandıkları anlaşılmaktadır. Araştırma bulguları, öğretmenlerin profesyonel gelişimlerini sağlayabilmeleri ve yansıtıcı düşünceyi öğretme-öğrenme sürecinde etkili bir biçimde kullanabilmeleri için bu alanda hizmet içi ve hizmet öncesi eğitime ihtiyaç duyulduğunu vurgulamaktadır.
Yapılandırmacı yaklaşımı esas alan ilköğretim programında yansıtıcı düşünen öğretmen özellikleri üzerinde durulmakta ve sınıf öğretmenlerinin bu özelliklere sahip olması beklenmektedir. Bu araştırma sınıf öğretmenlerinin yansıtıcı düşünceye ve yansıtıcı düşüncenin öğrenme-öğretme sürecinde kullanılmasına yönelik bakış açılarını ortaya koymayı amaçlamaktadır. Veriler Marmara bölgesinde yer alan bir ilde bulunan, ilköğretim birinci kademe okullarında görev yapan, 30 sınıf öğretmeni ile yapılan görüşmelerden toplanmıştır. Verilerin analizinde gömülü teori yaklaşımı uyarlanarak kullanılmıştır. Analiz sonucunda‘Öğretmenlerin Yansıtıcı Düşünce Üzerine Görüşleri' ve ‘Öğretmenlerin Öğrenme Öğretme Sürecinde Yansıtıcı Düşüncenin Kullanılması Üzerine Bakış Açıları' olmak üzere iki ana kategori oluşmuştur. Araştırma bulguları sınıf öğretmenlerinin yansıtıcı düşünceyi kavram olarak bilmediklerini ancak betimlediklerini göstermektedir. Ayrıca, öğretmenlerin öğretme-öğrenme süreci ile ilgili açıklamaları doğrultusunda yansıtıcı düşünceyi eleştirel düşünme ve problem çözme boyutlarında kullandıkları anlaşılmaktadır. Araştırma bulguları, öğretmenlerin profesyonel gelişimlerini sağlayabilmeleri ve yansıtıcı düşünceyi öğretme-öğrenme sürecinde etkili bir biçimde kullanabilmeleri için bu alanda hizmet içi ve hizmet öncesi eğitime ihtiyaç duyulduğunu vurgulamaktadır.
2012-01-01T00:00:00Z"SONSUZLUK ASLA İFADE EDİLEMEZ, GÖSTERİLEMEZ, RESME YA DA KAĞIDA DÖKÜLEMEZ!": İLKÖĞRETİM ÖĞRENCİLERİNİN SONSUZLUK ALGILARI VE YANILGILARI NARLI, SERKANNarlı, Pınarhttp://hdl.handle.net/20.500.12397/1822020-06-16T12:44:25Z2012-01-01T00:00:00Z"SONSUZLUK ASLA İFADE EDİLEMEZ, GÖSTERİLEMEZ, RESME YA DA KAĞIDA DÖKÜLEMEZ!": İLKÖĞRETİM ÖĞRENCİLERİNİN SONSUZLUK ALGILARI VE YANILGILARI
NARLI, SERKAN; Narlı, Pınar
Sonsuzluk, gerçek ve potansiyel sonsuzluk olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Eski zamanlardan beri, potansiyel sonsuzluğun matematiksel sonsuzluk olduğu kabul edilmektedir. Sayı kümeleri ise, matematiksel sonsuzluğu içeren kavramların başında gelir. Bu yüzden, sayı kümeleri, sonsuzluk fikrinin belirlenmesinde kullanılabilir. Diğer taraftan, bu kümelerin tam olarak algılanabilmesi için öğrencilerde sonsuzluk fikrinin bulunması gerekir. Bu bağlamda bu çalışmanın amacı, öğrencilerin sonsuzluk fikrine ne derece sahip olduklarını, okulun öğrencilere sonsuzluk fikrini kazandırıp kazandıramadığını ve öğrencilerin bu konudaki yanılgılarını, sayı kümeleri ile ilişkilendirerek belirlemeye çalışmaktır. Bu amaçla 13-14 yaş arası İlköğretim öğrencilerinden, 131 öğrencinin görüşleri açık uçlu anket ile toplanmış ve bunların 10'u ve 3 ilköğretim öğretmeni ile yarı yapılandırılmış görüşme yapılmıştır. Sonuçta öğrencilerin sahip oldukları sonsuzluk fikirlerinde kişisel deneyimlerin yattığı ve formal eğitimin buna fazla yardım etmediği görülmüştür. Ayrıca öğrencilerin kümelerin sonsuz olup olmamasını belirlemede, sezgisel yollarla, tümevarımsal süreç ve başka bir küme ile karşılaştırma yöntemlerini kullandıkları tespit edilmiştir. Sonsuz kümelerin karşılaştırılmasında da literatürde bahsedilen bazı yanılgıların bulunduğu anlaşılmıştır
Infinity has divided into two componenets, the actual and potential infinity. Potential infinity has been considered as mathematical infinity for a long time. Number sets is one of the concepts involving mathematical infinity. Therefore, numer sets can be used to determine perception of infinity. On the other hand, students must have some perception of infinity to perceive this sets exactly. In this context, the aim of this study is threefold: to investigate primary school students' perception of infinity concept, to determine to what extent schooling is successful in the attainment of the concept of infinity, and to investigate their misconceptions of the concept of infinity by associating it with number sets. Data collected through open-ended questionnaires administered to 131 primary school students aged 13-14 and semi-structured interviews conducted with ten of these students and three primary mathematics teachers. Results indicated that students' personal experiences mainly determined their concept of infinity and that formal education had minimal effects. Also, it was determined that there were two methods which intuitively used by students to decide whether a given set is finite or infinite: induction process and comparing the given set with another set. Students' also displayed some misconceptions about the comparison of infinite sets.
2012-01-01T00:00:00ZSINIF ÖĞRETMENİ ADAYLARININ EMPATİ BECERİLERİNİN İNCELENMESİDEMİR, Mehmet Kaan http://hdl.handle.net/20.500.12397/1812020-06-16T12:44:25Z2012-01-01T00:00:00ZSINIF ÖĞRETMENİ ADAYLARININ EMPATİ BECERİLERİNİN İNCELENMESİ
DEMİR, Mehmet Kaan
Bu araştırma Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi İlköğretim Bölümü Sınıf Öğretmenliği Anabilim Dalında öğrenim gören dördüncü sınıf öğrencileri üzerinde gerçekleştirilmiştir. Sınıf öğretmeni adaylarının empati kurma becerilerini ölçmeye çalışan betimsel bir araştırma olarak düzenlenen araştırmaya 150 öğretmen adayı katılmıştır. Araştırmada Dökmen (1988) tarafından geliştirilen Empatik Beceri Ölçeği-B Formu kullanılmıştır. Araştırma sonucunda sınıf öğretmeni adaylarının orta düzeyde empati becerisine sahip oldukları anlaşılmıştır. "Cinsiyet" değişkeni ve üniversiteye giriş puanını temel alan "öğretim türü" değişkenine göre empati becerilerinin anlamlı farklılık göstermediği, fakat "sınıf yönetimi odaklı sosyal bilgiler öğretimi dersi" alma durumuna göre empati becerilerinin farklılık gösterdiği de araştırma sonucunda ortaya çıkmıştır.
This research is conducted on 4th, senior, grade candidate primary school teachers who were receiving education in Faculty of Education at Çanakkale Onsekiz Mart University. 150 candidate teachers participated in this descriptive study aiming to measure the empathizing ability of student teachers. "Empathic Skill Scale - Form B" which is developed by Dökmen (1988), is used in the study. Results of the study showed that candidate primary school teachers have mid-level empathic skills. No significant difference is found between the level of empathic skills and gender, and also between instruction type (day or evening). However a significant difference is found between the level of empathic skills and the status of taking the course "Classroom Management Focused Social Studies Teaching" (taken or not taken).
2012-01-01T00:00:00ZKURMACA METİNLERİN ELEŞTİREL OKUMA BECERİSİNİ GELİŞTİRME ARACI OLARAK KULLANILMASIKarasakaloğlu, NuriBulut, Berkerhttp://hdl.handle.net/20.500.12397/1802020-06-16T12:44:25Z2012-01-01T00:00:00ZKURMACA METİNLERİN ELEŞTİREL OKUMA BECERİSİNİ GELİŞTİRME ARACI OLARAK KULLANILMASI
Karasakaloğlu, Nuri; Bulut, Berker
Bu araştırma, ilköğretim beşinci sınıf öğrencilerinin eleştirel okuma becerisi üzerinde kurmaca metinler kullanmanın etkisini incelemek amacıyla gerçekleştirilmiştir. Araştırmaya, 2011-2012 eğitim öğretim yılında Aydın il merkezinde bulunan Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı bir devlet okulunda beşinci sınıfa devam eden 32 kontrol ve 31 deney grubu olmak üzere toplam 63 öğrenci katılmıştır. Araştırmada, öntest-sontest kontrol gruplu yarı deneysel model uygulanmıştır. Araştırmada deney grubundaki öğrencilere Türkçe eğitimi, kurmaca metinlerle verilirken, kontrol grubundaki öğrencilere kurmaca olamayan metinlerle işlenmiştir. Uygulama her hafta bir metnin işlenmesiyle toplam dört hafta sürmüştür. Uygulamalar sonucunda her iki gruba da öntest olarak uygulanan eleştirel okuma ölçeği sontest olarak verilmiştir. Kontrol ve deney grubunun eleştirel okuma ölçeği son testleri için yapılan çok faktörlü kovaryans analizinde deney grubu lehine istatistiksel açıdan anlamlı bir farklılık bulunmuştur.
This research has been aimed to reveal the effect of literary texts on critical reading skills of fifth grade students. Thirty two students in the control group, thirty one students in the experimental group, totally sixty three students of an elementary school in Aydın have attended this research in 2011-2012 education years. Pretest – posttest control group quasiexperimental design has been used in the research. While the students in the experimental group were given a Turkish education with literary texts, the students in the control group practiced with the non-literal texts. Application took a total four weeks. End of the applications, critical reading scale was given as a posttest. A meaningful difference has been obtained in favour of experiment group at critical reading scale posttest which has been applied for control and experiment groups using multi-Factor ANCOVA.
2012-01-01T00:00:00Z