Abstract:
Her sanatsal olusum kendini önceleyen, alt-geçmis sanatsal olusumlar üzerinde temellenmekle birlikte kendine ait yeni degerlerle var olmaktadır. Bu açıdan bakıldıgında Yeni-Dısavurumculuk'u tanıma, anlama, çok yönlülügü ile kavrama süreci Yeni-Dısavurumculuk'un sahip olduguüzerinde temellendigi- geçmis sanatsal mirası, bu mirasın plastik dilini, bu baglamda da renk olgusuna açıklık getirmeyi gerektirmektedir. Duruma siddet açısından bakıldıgında ise siddet kavramının fiziksel siddet ediminden nasıl olup ta içinde bulundugumuz Modern- Post-Modern süreçte bu kadar baskalasmıs, gizlenmis bir hal aldıgını, Yeni- Dısavurumculuk'un bu yeni durumla olan derin bagını, zorunlu olarak iç içe geçmisligini anlamayı zorunlu kılmaktadır. Yukarıda belirtilen baglamlar çerçevesinde tez üç ana bölüm olarak belirlenmistir. Birinci bölümde, sanat tarihinde plastik degerlerin resim sanatı içerisindeki olusum-birikim sürecini, özel olarak ta ‘Renk' olgusu incelenmistir. Renk olgusu bu bölümde lkçag'daki doga gözlemine dayalı, ton degerleri içeren bir anlatım biçiminden baslayıp, nesnenin lokal renginden bagımsızlasmasına, renk ile ilgili bilimsel gelismeler ve insanın renk algısı konusundaki yapılan incelemelere ordan da rengin kendi basına bir deger olarak algılandıgı ve uygulandıgı resimsel sürecin ifadesine yönelik olarak degerlendirilmistir. kinci bölümde ise ‘Siddet' olgusuna öncelikle insanın gelisimi açısından antropolojik, sosyolojik ve psikolojik olarak yapılan arastırmalara, incelemelere deginilerek, Modern süreçteki baskalasımı ve bütün sosyal alana yayılısı incelenmis ve sanat tarihindeki siddetin resimsel konumlanısı degerlendirilmistir. Üçüncü ve son bölümde ise Modern, Post-Modern süreç içerisinde yer alan Yeni- Dısavurumculuk akımının öncelikle genel özellikleri ve ortaya çıkıs nedenselligi, sonrasında ise ortaya koydugu sanatsal tavır ve plastik olusum süreci "Siddet" ve "Renk" kavramları temel alınmak suretiyle ifade edilmeye çalısılmıstır. Each artistic embodiment (formation) , besides becoming firmly fixed upon the sub-past artistic embodiments,giving themselves priority, exists with modern merits of his own. In view of this, the process of acknowledging Neo- Expressionism, understanding it and comprehending its versatility takes a new meaning by apprehending the past artistic inheritance which Neo- Expressionism possesses and upon which it becomes firmly fixed, the plastic language of this inheritance and, in this sense, by comprehending the color phenomenon , while, as far as the violence phenomenon is concerned, it takes a new meaning by understanding how the concept of violence has become so metamorphosed and disguised from a physical violence action during the present Modern-Post-Modern period, and by apprehending the profound connection of Neo-Expressionism with this new circumstance. It makes sense also when the spots through which Neo-Expressionism identifies itself are perceptible by conceiving our current process with its other related aspects. In this context, the thesis begins with a part specifying the embodiment - accumulation process of plastic merits within the art of painting in the History of Art, particularly indicating the process of color phenomenon till Neo-Expressionism. The second part of the thesis touches on the transforming aspect of the violence phenomenon within the course of history, and is based on its internalized,disguised structure during the Modern-Post-Modern process in particular. Finally, the thesis studies the artistic and plastic embodiment introduced by Neo-Expressionism during Modern-Post-Modern period upon which NeoExpressionism became firmly fixed. ' Violence ' and ' Color ' have been the leading,basic concepts in this sense.