Abstract:
Bir belediye neden müzikle ilgilenir? Neden bir orkestra kurma ihtiyacı duyar? Kurduğu orkestranın yapacağı müziği, gerçekleştireceği icrayı neye göre belirler? Bunları belirlerken neyi amaçlar? Amaçlarına ulaşmak için nasıl stratejiler üretir, bunları nasıl uygular? Bu sorulardan yola çıkılarak hayata geçirilen çalışmanın ilk bölümünde, devlet olgusu anlaşılmaya çalışılmış ve kültürel hegemonya yöntemi ile gerçekleştirilen `halkları istenilen özelliklere göre şekillendirme' davranışının ulus-devletteki tezahürleri ortaya konmuştur. İfade kültürü pratikleri üzerinde kurulan egemenlik yoluyla hayata geçirilen bu politika, çalışmada `sosyal yapılanım' olarak adlandırılmış ve teorize edilmiştir. İkinci bölümde, kitlesel etkisi en yüksek ifade kültürü pratiklerinden biri olan müzik aracılığıyla gerçekleştirilen sosyal yapılanım pratikleri incelenmiştir. İlk önce devletin, daha sonra da desantralizasyon bağlamında bir devlet kurumu olarak yerel yönetimlerin müziği kullanış biçimleri üzerinde durulmuştur. Bunu yaparken de, Türk ulus-devleti ve Türk yerel yönetimleri örnek verilmiştir. 3. bölümde ise, çalışmanın ana odağını teşkil eden İzmir Büyükşehir Belediyesi Kent Orkestrası'nın bir sosyal yapılanım aygıtı olarak konumlandırılışı, etnomüzikolojinin temel çalışma metodu olan alan araştırması yöntemiyle elde edilen verilerin yardımıyla analiz edilmiştir. Çalışma sonucunda, İzmir Büyükşehir Belediyesi Kent Orkestrası'nın, klasik batı müziği gereçleri üzerinden kurgulanan bir sosyal yapılanım politikasının öznesi olduğu görülmüştür. Bunun yanında, söz konusu politikanın, Türk ulus-devletinin tahakkümcü ve `batı müziği merkezli' sosyal yapılanım politikalarından `desantralize' olmuş, `kent kimliği' çerçevesinde yeniden üretilmiş; `herkesi kucaklayan' bir stratejiye sahip olduğu anlaşılmıştır. Temel olarak `çokseslilik' kanonu muhafaza edilirken, bu kanon aracılığıyla `çağdaşlaştırılmak' istenen hemşehrilere ulaşabilmek için de; pop, arabesk, Türk sanat müziği gibi Türk ulus-devletinin kurucu sosyal yapılanım politikaları tarafından `dışlanmış' bazı müzik pratiklerinin `içselleştirildiği'; araçsallaştırıldığı görülmüştür What makes a municipality be interested in music? What makes it establish an orchestra? What are the criterias while determining the orchestra?s music and performance? What is the motivation? What kind of strategies are generated in order to achieve the goals and how are they applied? This dissertation is based on these questions. In the first section, the concept of `state? and the cultural hegemony behaviour of nation-state is investigated. The aforesaid behaviour is actualized by dominating the expressive cultural practises and in this study; this practise is theorized by the term `social structuring?. In the second section, the music-based social structuring practises are examined. The first focus is on the usage of music by state. The second one is on the local government as a state institution and the context is decentralization. The Turkish nation-state and local governments are the examples provided within this chapter. Finally, in the third section; The City Orchestra of İzmir Metropolitan Municipality, the main focus of the study, is analyzed as a social structuring apparatus by the help of the information gained via field research which is the essential investigation method of ethnomusicology. As a result, it has been observed that The City Orchestra is the subject of a social structuring policy operated through the mediums of western classical music. Besides, the mentioned policy has a `unifying? attitude as a part of `urban identity? and it has been `decentralized? from the Turkish nation-state?s dominative social structuring policies based on western classical music. While the `polyphony? canon is mainly conserved, some musical practises of pop, arabesk and Turkish classical music, which have been delegitimized by the Turkish nation-state?s music policies, are internalized and used as a tool in order to reach the public; with the aim of `modernization?