Abstract:
Hollywood, sinemanın doğduğu ilk günden itibaren filmlerin içeriğine müdahale ederek sansürleme yoluna gitmiştir. Ticari yapılar olarak Hollywood yapım şirketleri tüm dünya ekonomilerini etkileyen Büyük Buhran döneminde ayakta kalmak adına cinsellik ve şiddete yönelmiş ve bu yapım şirketlerinin bir parçası oldukları MPDDA (ve 1934'ten sonra kurulan PCA) bu yönelimin sebep olabileceği federal sansürü engelleme adına sansür yönetmelikleri çıkarmıştır. Tüm bu kurumlar Hollywood'un iki ayrı yüzünü temsil ederler ve birbirinden ayrılamaz bir bütündürler. 1934 yılında Hollywood ülkedeki tutucu grupların devamlı surette talep ettiği federal sansürün önüne geçebilmek için kendi içinde bir uzlaşmaya yönelmiş ve güçlerini giderek arttıran bu gruplarla anlaşma yolunu seçmiştir. Bu anlaşmaya göre Hollywood 1922 yılından beri yaptırım gücü olmayan çeşitli yönetmeliklerle denediği kendi kendini düzenleme / sansürleme pratiğini artık faal olarak hayata geçirecek, bunun karşılığında tutucu gruplar da federal sansür taleplerinden ve filmleri boykot etmekten vazgeçeceklerdir. Yayınlandığı günden tam dört yıl sonra etkin biçimde uygulanmaya başlayan Yapım Yönetmeliği (Hays Yasaları) 1948 yılında sonlanan ve sonucunda büyük yapım şirketlerinin gösterim ağından çekilmek zorunda kaldıkları Paramount Davasına dek tüm Hollywood yapımlarını denetim altına almıştır. 1941 yılında ilk örneği görülen kara filmler de bu yönetmelikten bağımsız yapımlar değillerdir. Her ne kadar `yıkıcı', `alt-üst edici', `eleştirel' ve `karamsar' olarak tanımlansalar da tüm kara filmler Yapım Yönetmeliği süzgecinden geçmiş anlatılardır. Bu nedenle kara filmlerin ahlaki öğütlerini incelemek ve `kim için?', `hangi bakımdan?' yıkıcı ve eleştirel olduklarının araştırılması gerekmektedir. Yapılan bu çalışma bağlamında kara filmlerin de geleneksel Hollywood anlatı kalıplarına uygun, kötünün cezalandırıldığı, iyinin ödüllendirildiği ve Yapım Yönetmeliği'nin dikte ettiği biçimde `iyi ahlak' ile bezenmiş yapımlar olduğu görülmektedir. Kara film anlatılarının Yapım Yönetmeliği hiç var olmamışçasına ele alınması bu film türünün yanlış okunmasına ve geleneksel Hollywood yapımlarından farklı biçimde değerlendirilmesine neden olmaktadır. Oysa ki kara film de olsa bir Hollywood yapımı, özellikle 1940'ların sonuna kadar, yine Hollywood'un kendisi tarafından belirlenmiş tutucu ahlaki söylemi iletmek ve egemen ideolojiyi olumlamak zorundadır Hollywood, from the first day of its existence resorts to censor the films by interfering in the content of the movies. Film production companies of Hollywood, as commercial structures, turn to violence and sexuality in the movies in order to survive during the harsh economic conditions of Great Depression. MPPDA, which is constituted of those companies, and PCA, which is formed in 1934, issued codes in order to prevent a federal censorship which is caused by the trend of violence and sexuality. All of the mentioned institutions represent incompatible faces of Hollywood and they are an inseparable whole. In 1934, in order to prevent the conservative groups to call for federal censorship Hollywood felt obliged to conclude an agreement with them. According to this truce self-regulation / censorship will put into practice with a sanction power (which is never given to the former Codes), and in return the conservative groups and communities will give up their efforts for federal censorship and movie boycotts. Production Code (Hays Code), practiced effectively only after four years from its release, had regulated all Hollywood productions until 1948?s Paramount Decision (Supreme Court had decided on for the Hollywood production companies to renounce their screening practices and movie theatres). Films Noir (the first noir film dates to 1941) had never been code-free productions. Even though frequently called `subversive?, `overthrowing?, `critical? and `pessimist? all film noir productions had been overseen by Production Code. Therefore, it?s a necessity to analyse the moral guidance of films noir and for whom and in what aspects those films are considered to be subversive and critical. In the context of this study, it had been concluded that films noir are compatible with traditional Hollywood narration (in which `evil? is always punished and `goodness? is promoted) and are motivated by `good moral? that is dictated by Production Code. Approaching films noir as the code had never been existed, causes to misjudgments and misreadings of traditional Hollywood productions. In fact, a Hollywood production (doesn?t matter if it is a film noir movie or not), particularly until the end of 1940?s, had to convey the conservative moral discourse and reassure the dominant ideology which is determined by Hollywood itself.