dc.description.abstract |
Tüketim kültürü çağdaş dünyanın belirleyici olgularından biridir. ABD başta olmak üzere gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin tamamında ‘tüketim' hakim toplumsal form haline gelmektedir. Tüketimciliğin altyapısı bilimsel-teknolojik devrimler tarafından meydana getirilirken, tüketimci değerlerin oluşumu kitle iletişim araçları sayesinde gerçekleşmektedir. Bu araçların en etkilisi olan televizyon, tüketim kültürünün meydana gelmesinde en önemli rolü üstlenmiştir. Ticari şirketler olarak işleyen televizyon kuruluşları toplum üzerinde iki yönlü etkide bulunmaktadır: Tüketim idealleriyle dolup taşan reklam iletilerinin oturma odalarına kadar taşınmasına yardımcı olmak ve program içeriklerini ‘tüketimci' değerler doğrultusunda oluşturmak. Bu ikincisi bilhassa önemlidir. "Rating" sistemine bağlı olan ticari televizyonlar acımasız bir rekabet tarafından yönlendirilmekte, "en çok izlenen kanal" olmak için mücadele vermektedirler. Bu da "sade", "süssüz", "eğitici" içeriklerin değil, "sansasyonel", "çarpıcı", "gösteri değeri taşıyan" içeriklerin ekranlarda daha fazla yer bulmasına yol açmaktadır. Bilindiği gibi dünyanın yüzyıllardan beri değişmeyen en büyük gösterisi ‘zenginlik'tir. Varlıklı kesimler "zengin" olmaktan başka hiçbir şey yapmasalar da, çağlar boyunca ilgi çekmeyi becermişlerdir. Çünkü zenginlik her zaman renkli ve şaşalı görüntüler sunmaktadır. Dolayısıyla masallar nasıl gündelik hayatın sıradan görünümlerini değil de, "kralları, prensleri, sarayları, perileri ve büyücüleriyle" sıradışı bir hayatı anlatırsa, ticari televizyonlar da fakirliğin ‘gri' tonunu değil, zenginlerin ‘renkli hayatlarını' ekrana taşırlar. O yüzden dizi oyuncuları hemen her zaman yüksek gelir düzeyine mensup bakımlı bay ve bayanlardan oluşur. Magazin programları daima onların hayatını işler. Bu yüzden program içerikleri izleyicilerin kendi ‘sıradan' hayatlarını ‘zengin' hayatlarla karşılaştırabilecekleri bir ayna işlevi görür. Eğer aynadaki görüntü memnuniyetsizlik yaratıyorsa reklam kuşağını beklemek yeterlidir. Aradaki farkı kapatmak için hangi ürünleri satın almamız gerektiği reklamlar tarafından söylenecektir. ‘Consumption' is becoming a dominating societal form in all of the developing countries and US as being at the first place. Television as being the most effective means, plays the most important role in the formation of consumer culture in two ways: Facilitating the conveyance of the transmissions of advertisements that are full of consumption ideals all along to the living rooms and constituting the program contents in accordance with the ‘consumer' values. This second one is notably important. Commercial televisions that are bound to ‘rating' system are being directed by harsh competition rules and struggling to be the ‘the channel that is watched most'. And this leads up to the presentation of programmes with more ‘sensational', ‘striking', ‘impressive' contents instead of ‘simple', ‘plain', ‘educational' ones. As it is known, since centuries world's biggest demonstration is ‘wealth'. Even if the wealthy segment of society do nothing but being ‘rich', they succeeded to draw attention since the centuries. Because wealth has always been presenting the colorful and splendiferous images. Televisions are conveying the colorful lives of wealthy people to the screen instead of ‘grey tone' of the poverty. Artists in tv serials are generally belongs to the high level of the society. Because of this, contents of the programmes play the role of a mirror that the television audience can make comparisons of their own mundane life with ‘wealthy' lives. If the image on the mirror causes discontentment then it is enough to wait for the advertisement zone? The advertisements will tell you which products to buy for making up the difference. |
en_US |