Abstract:
Bu çalışma Kırım Tatarlarının Eskişehir / Karakaya ve İstanbul / Çatalca'da düzenledikleri ‘tepreş' ritüellerine odaklanır. Hem Eskişehir hem de İstanbul'da düzenlenen tepreş ritüelleri 2002 yılı ile 2008 yılları arasında katılımcı gözlem yoluyla izlenmiş ve yapılan bu alan çalışmalarında tepreşlerin içerisindeki kimi edimlerle Eskişehir ve İstanbul Tatarlarının birbirlerinden farklılaştıkları gözlemlenmiştir. Bu çalışma Kırım Tatar kültürel kimliklerinin farklılaşmasının arkasında, yaşanılan diaspora deneyiminin ve bu deneyime bağlı olarak geliştirilen ‘tahayyüllerin' olduğunu varsayar. Diaspora, ilgili topluluk açısından kimi zaman tahayyül mekanizmalarının harekete geçirildiği bir oluşum halini alır. Tahayyüller özellikle uzak kalınan anavatan ekseninde odaklanır ve bu tahayyüllerle birlikte içine yerleşilen toplumla olan temas ve temasın niteliği, diasporik topluluğun kültürel kimliğinin oluşmasında önemli mekanizmalar oluşturur. Dolayısıyla yeniden şekillenen bu kültürel kimlik, diasporik sürecin doğal bir sonucu olarak ortaya çıkar. Diasporik kimlik, mekansal bağlamda ‘burası' ile ‘orası' olmak üzere bir zıtlık arasında örülür. Dolayısıyla ‘anavatan' ile ‘yerleşilen yer' diasporik kimliğin en önemli dinamikleridir. Bu bağlamda diasporik kimlikler bünyesinde çoklu kimlik yapısı barındırır. Kırım Tatarları da kültürel kimliklerini anavatan Kırım ile Türkiye arasında, birini diğerine tercih etmeden örerler. Türkiye'deki kullanımda olduğu gibi kendilerini ‘Kırım Türkleri' olarak ifade etmeleri de bunun en önemli göstergesidir. Bu çalışma, Kırım Tatarlarının kültürel kimliklerini tepreş içerisinde yer alan müziklerine nasıl yansıttıklarını, tınıların ötesine geçerek, o tınıları üreten kavramlar ve davranışlar ekseninde araştırır. Ve çalışma bu çerçevede diasporik kimliğin günümüzdeki anlamına katkı sağlamayı hedefler. This work focuses on ‘tepresh' rituels which are held by Crimean Tatars in Eskişehir / Karakaya and İstanbul / Çatalca. Tepresh rituels both held in Eskişehir and İstanbul were viewed by the method of participant observation from 2002 to 2008, and in those field works it is observed that Eskişehir and İstanbul Tatars differentiate from one another by some performances within the tepreshes. This work assumes that diaspora experience and ‘imaginations' formed according to that experience are the causes of the different cultural identities of Crimean Tatars. In some cases, according to related community, diaspora becomes a formation in which imagination mechanisms are activated. Imaginations especially focus on the axis of homeland which is far away and in addition to those imaginations, contact with resettled community and its quality constitute important mechanisms in forming cultural identity of diasporic community. Consequently that reformed cultural identity occurs as an ordinary result of diasporic process. In spatial context, diasporic identity is built between the contradiction of ‘here' and ‘there'. Thus ‘homeland' and ‘resettlement location' are the vital dynamics of diasporic identity. In this context diasporic identities contain multiple identity structure. Crimean Tatars too build up their cultural identity between homeland Crimea and Turkey without prefering one to the other. Calling themselves ‘Crimean Turks', as it happens in Turkey, is the most important indication of this. This work explores how Crimean Tatars reflect their cultural identity to their music in tepresh, going beyond timbres, working in the axis of concepts and behaviours producing those timbres. Within these limits, the work aims to improve current meaning of diasporic identity.