Abstract:
Şehir planlamada sosyolojik, ekonomik ve ekolojik her unsur önemsenmelidir ve sonuçta oluşan mekanlarda bu, görünebilir olmalıdır. Ancak, günümüz şehir planlama pratikleri, bu üç unsurun bir arada ele alın(a)madığını ortaya koymaktadır: Geleceği belirleme/gelecek için karar alma işi olan planlama, bunları belirlenmiş sınırlar içerisinde yapamamaktadır. Çünkü, ülkemizde süreklilik gösteren bölgeleme çalışması yoktur. Yapılan süreli bölgeleme çalışmaları, ağırlıklı olarak ekonomiye bağlıdır ve bu durum giderek TC'nin AB'ye uyum sürecinde de kendisini göstermiştir. Ancak, bölgeleme günün koşullarına göre kısa vadede geliştirilen çözüme yönelik bir çalışmanın ürünü değilæ potansiyellerin, sorunların ve iç ilişkilerin ortaya konduğu bölge sınırı belirleme/tanımlama işidir (Bu başlıkta anlatılanlar, Efe, 2007'nin giriş kısmından derlenmiştir). Bölgeleme, özellikle gelişmekte olan Türkiye'de daha da önemli görülmelidir. Dolayısıyla, Türkiye için genel geçerli bir bölgeleme çalışması gereklidir. Özetle, Türkiye geneli için belirleyici/yönlendirici bir plan paftası yoktur. Dolayısıyla, plan kararlarının hangi sınırlar için ve ne doğrultuda alınması gerektiği bilinmemektedir. Kalkınma planlarının amacına ulaşması ve hatta öncesinde amaçlarını dahi belirleyebilmesi için, sınırları belirlenmiş ve dolayısıyla potansiyelleri ve sorunları tanımlanmış bölgeler gerekmektedir. Bu bölgelerin sınırlarının belirlendiği harita ise, şehir planlama dilinde “halihazır harita†niteliğinde gerekli olup, kalkınma planlarının uygulanabilmesi için, doğrudan mekanlara yönelik amaçlar üretmeyi sağlayacaktır. Potansiyelleri ve sorunları tanımlanmış bölge sınırlarının olmaması, bilgi toplama, bilgiler doğrultusunda karar alma ve/veya kararları uygulama konusunda da sorunlar yaratmaktadır. Bu sorunların önemli bir kısmı, ekolojik dengeye etkileri nedeniyle çözülebilir/telafi edilebilir değildir. Dolayısıyla, tez, hem yeni ekolojik sorunların oluşmaması hem de sosyo-ekonomik ilişkilerin korunması ve güçlendirilmesi için, bölge sınırları saptamıştır. For urban planning, every sociological, economic and ecological factor is very important, and the urban space should reflect this. In the urban planning, these three factors, nevertheless, are not taken together. Planning which is the activity of determining future/decision making for future can not fulfill these tasks within the existent limits. Because there is no regioning in our country. The existing regioning projects heavily depend on economic criteria and this grows more and more apparent during the accommodation process of Republic of Turkey with European Union. Yet, regioning is not a consequence of a activity carried out for a short-term solutionsæ it is an activity of defining and determining the limits whose essential component consists in revealing the potentials, problems and inner relations. To regioning, much more importance should be given especially for Turkey which is a developing country. Consequently, for Turkey, an inclusive and detailed regioning studies are necessary. In sum, there is no determining/guiding plan in Turkey. Thus, the limits and the directions of the plans are not exactly known. For the development plans to achieve their targets, or even for determining their targets, what is required is the regions whose boundaries are exactly determined and thus whose potentials and problems are defined. The lack of regional boundaries whose potentials and problems are exactly determined causes the important problems in data gathering, decision-making data and putting these decisions in practice. For the ecological balance, the important part of these problems can hardly be compensated.