Abstract:
Yaşamakta olduğumuz yüzyılda sosyal ve kültürel değerlerin küresel bir değer sistemi içerisinde değişiyor olması kişiliklerimizin gelişimini etkilemektedir. Dünya yeni algılarla dönüşürken yeni algılar da dünyayı yeniden tanımlamaktadır. İçinde bulunduğumuz çağı tanımlayan farklılık, geçicilik, hız, değişim ve dönüşüm gibi olgular algı ve davranışlarımızı etkilediği gibi yaşadığımız fiziksel ortamın da değişmesine sebep olmaktadır. Yok-mekan olarak değerlendirilen tüketim ve eğlence yapıları insanların yeni beklentilerine ve ihtiyaçlarına cevap oluşturan mekansal oluşumlardır. Yeni algılar yeni beklentileri beraberinde getirirken insanları artık zamanın içinde var olmak değil, hayatın güzellikleri içerisinde kaybolmak tatmin etmektedir. Tüketim ve eğlence amaçlı tasarlanmış yok-mekanlarda insanların beklentilerinin farklılaşması sonucu yön bulma davranışının amaçsızlaşması ve kaybolma sürecine dönüşmesi çalışmanın temel konusudur. Farklılık ve yenilik arayışı merak duygusunu sürekli canlı tutmak ile mümkün olmakta, yön bulma davranışı merak ve keşfetme duygusuyla ile buluştuğunda ise keyifli bir gezinti sürecine dönüşmektedir. Bu süreç daha fazla mekan deneyimleme isteği ile birlikte döngüsel bir kaybolma halinin yaşanmasına sebep olmaktadır. Yön bulma davranışı bağlamında gözlemlenen bu değişimler tez kapsamında Temalı Otellerdeki turistler üzerinde yürütülen bir alan çalışması ile sorgulanmıştır._x000B_Antalya, Kundu bölgesindeki dört farklı temalı otelde konaklayan turistlerle gerçekleştirilen alan çalışması sonucunda çağın yeni tanımlamaları olan yenilik, değişim, dönüşüm, geçicilik ve farklılık gibi olguların turistlerin tatil beklentilerine yeni yerler görme, farklı deneyimler yaşama isteği şeklinde yansıdığı belirlenmiştir. Turistlerin tatilleri süresince kendilerini farklı bir dünyada hissettiren, mimarisi ile büyüleyerek kendilerinde merak ve keşfetme duygusu uyandıran otellerde tatil yapmak istedikleri gözlemlenmiştir. Temalı otellerdeki yön bulma davranışının tatil amacı taşıyan turistler için anlamını yitirerek kaybolmayı deneyimleme isteğine dönüştüğü bulunmuştur. Kaybolmayı deneyimleme isteğinin yeniçağın farklılaşan insan beklentilerinin bir örneğini oluşturduğu tespit edilmiştir. Temalı oteller turistlerin beklentilerinin farkında olarak turistlere içinde bulundukları tasarım kurgusu içerisinde kaybolacakları bir tatil yaratmayı amaçlamıştır. Karmaşık görsel ve mekansal öğeler ile tasarlanmış mimari kurgulara sahip temalı otellerin modasal bir üslup haline gelmesi çağın bireylerine ilişkin algı-davranış çözümlemesinin başarılı bir sonucu olarak değerlendirilmiştir. In the century that we live, changes on social and cultural values within the global dynamics affect developments and changes of our lives and personalities. As the world transforms by the existing perceptions, the new perceptions continue to transform the world itself. The new phenomenons that define the current era such as difference, impermanence, speed, change and transformation also lead to a change in the physical environment. Consumption and entertainment buildings which are considered as non-places are the new spatial forms that respond to people?s new expectations and needs. New perceptions have brought new expectations and people do not want to exist in time, but rather to get lost in the beauties of life to be more satisfied. The main subject of the study is the transformation of way finding behavior into a lost process as the result of differentiation of people?s expectations in the non-places of consumption and entertainment. Seeking for difference and innovation is possible to constantly keep alive the sense of curiosity and when the wayfinding behavior meets with the sense of wonder and novelty, transforms into a pleasant trip process. This process, together with the request of experiencing more spaces have caused a cyclical state of being lost. The changes observed in the context of wayfinding behavior have been questioned within the field work carried out on the tourists in the theme hotels._x000B_At the field work which carried out by tourists in four themed hotel, it?s determined that the new phenomenon?s of the era such as innovation, change, transformation and transience reflects to the tourist?s holiday expectations in the form of request to see new places and live different experiences. It?s observed that tourists want to have a holiday that make them feel in a different world and evoke their sense of curiosity and discovery by the charming architecture of the hotel. Finally, It?s determined that the wayfinding behavior in the theme hotels has lost the meaning for leisure-oriented tourists and turn into a desire to experience a lost process. The desire to experience the state of being lost is an important example of new human expectations. Theme hotels, together with the aware of tourist?s expectations, aim to create a holiday that tourists will get lost in the design concept. The use of architectural concepts set by adapting congested visual and spatial elements in the theme hotels have become a trendy style which is regarded as a successful result of the analysis of today?s human perception-behavior link.