dc.description.abstract |
2. Dünya Savaşı sonrasında, ABD, İngiltere ve Sovyetler Birliği, savaşın galip devletleri olarak Montrö Sözleşmesi'ni aralarında yeniden düzenlemeye çalıştılar. Ancak İstanbul ve Çanakkale Boğazı'nın, hem Karadeniz hem de Akdeniz için olan önemi, bu üç büyük savaş galibi devleti bu konuda anlaşmazlığa soktu. Sovyetler Birliği'nin 1945 ve 1946 yılları içerisinde Boğazlar ve Türkiye – Sovyetler Birliği sınırı üzerinde yapmak istediği değişiklikler, ABD, İngiltere ve Türkiye tarafından reddedildi. Bu Sovyet talepleri karşısında ABD ve Türkiye birbirlerine yakınlaşmaya başladılar. Ekim 1950'de Türkiye, Yunanistan ile birlikte NATO'ya ikincil üye olarak davet edildi. Her iki ülke de bu daveti hemen kabul etti. Şubat 1952'de de bu iki ülkenin NATO'ya tam üyeliği sağlandı. Bu çalışma, 1950 – 1952 yılları arasını, Amerikan gazetelerine dayanarak ele almaya çalışacaktır. Son bölümde ise 2. Dünya Savaşı sonrası döneme muhalif yaklaşan “revizyonist†akımlar incelenmeye çalışılacaktır. At the end of W.W. 2, the prevailing Allies wanted to modify the Montreux Convention according to their latest interests. However, the extreme importance of the Turkish Straits for the security of both the Mediterranean and the Black Sea brought the Allies to a conflict. The Russian demands on the Straits and the Turkish – Soviet Union border on 1945 and 1946 have been rejected by the Americans, British and the Turkish. Turkey and U.S. grew closer to each other during these years after the war. Turkey became an associate member of N.A.T.O. with Greece in October 1950. And both countries became full members as of 25th of February 1952. This paper will approach the years between 1950 and 1952 mainly using the newspaper articles that came out in the U.S. during those years. In the last section, the revisionist approaches to the after war years will be examined. |
en_US |