Abstract:
Ortaçağ filozofları tefeciliğe çok açık ve kesin bir tanımlama getirmişlerdir: anaparayı veya borçlanılan tutarı aşan her fazladan ödeme faizdir. Tüm Skolastik yazarlar, tefeciliğin bir günah ve suç olduğu, yalnızca kilise hukuku tarafından değil bununla birlikte pek çok ülkede yürürlüğe konulan dünyevi yasalar tarafından da cezalandırılması gerektiği görüşünde fikir birliğine varmışlardı. Köktenci inanca dayanan temel Skolastik tez, tüm biçimlerdeki insan etkinliğinin en sonunda mutlaka doğal hukuka göre yargılanması gerektiği düşüncesini içermekteydi. Tefecilik, adil olmadığı için kabul edilemezdi. Aristocu önermenin ikinci dereceden de olsa bir önemi vardı. On beşinci asırda reddedilmiş olsa dahi, bundan dolayı Skolastik konumu asla yok olmamıştı. Aquinas, tefecilik hırsızlıktır ve adalete de aykırıdır diyerek, Aristocu görüşü açıkça ifade etmişti. The scholastic definition of usury was very clearly, whatever exceeds the principal or the sum loaned is usury. All scholastic writers agreed that usury was both a sin and a crime, punishable not only by canon law but also by the secular law of many countries. The basic scholastic thesis rested on a fundamental belief that ultimately all forms of human activity must be judged by natural law. Usury was not acceptable because it was unjust. The Aristotelian argument was subsidiary and when it was rejected in the fifteenth century the scholastic position was not thereby undermined. Aquinas clearly states Aristotelian view that usury was theft and contrary to justice.