Abstract:
Gençliğin dili, kendi diliyle ürettiği yazın ve kendi alt-kültürüdür. Bu çalışmada belli başlı gençlik ruhbilim ve gençlik toplumbilim verileri ve görüşleri ışığında gençlik ve gençlik alt-kültürleri ile gençlik yazını incelenmeye çalışılmıştır. Bu irdelemelerin amacı gençlik dünyasını daha yakından tanıyarak onları ve dillerini yani yazınlarını anlamaya çalışmaktır. Bunun için de gençlik dünyasının en önemli parçası olan ve olması gereken gençlik yazınına kültürlerarası bir yaklaşımla ağırlık verilmeye çalışılmıştır. Günümüze dek gençlik yazını terimi Türk yazınbiliminde kullanılmamıştır. Çocuk ya da gençlik yazını genel olarak yazının içersinde yer almış, ayrıca sınıflandırılmamıştır. Ancak tüm dünyadaki gençlik yazınbilimsel gelişmelere paralel olarak Türk yazınbiliminde de gençlik yazını terimi kullanmaya ve gençlik ya da ergenlik kitapları sınıflaması yapmaya gereksinim duyulmuştur. Gençlik yazınının eğitim ve özellikle de yazın eğitimi bağlamında da, yazın ve okuma derslerinde gençliğin asıl kendisine söz hakkı verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Yazın derslerinde gençlik yazınından yararlanmak, gençliğin kendi dünyasını ders ortamına taşımak demektir. Böylelikle çok daha sağlıklı iletişim kurulabileceği, gençlik sorunlarına çok daha yapıcı ve olumlu yaklaşılabileceği düşüncesindeyim. Zira bir toplumun geleceği demek olan gençlik ne kadar iyi tanınır ve geliştirilirse, geleceğe dair o kadar sağlıklı ve güzel hazırlık yapmış oluruz.