Abstract:
Cumhuriyet, Osmanlı'dan miras kalan bir yapı üzerine inşa edilmiş bir rejim olarak doğdu. Eski algı ve duruşları yıkmak, yüzyıllardır toplumun benliğine işlemiş fikirleri söküp atmakkolay olmadı. Rejimin ne olduğu halka ve halkın nabzını tutan kişiliklere tam olarak anlatılmalı ve yapılması gereken her şey, onlar tarafından da içselleştirilmeliydi. Cumhuriyet rejimi bir takım çevreler tarafından tam olarak algılanmasına algılanmıştı, ancak öyle kişiler vardı ki onların Cumhuriyet rejimini algılayıp içselleştirmeleri işleri daha da kolaylaştıracaktı. Ancak düşünülen gerçeğe dönüşmedi. Yıllarca aynı dava uğruna savaşmış olan Paşalar, siyasal arenada aynı davanın savunucusu olamadılar. Ayrılık çanları her devrim sonrası gibi onlar için de çalacaktı. Buna rağmen devrimler tüm hızıyla gerçekleşme dinamizmini içinde barındırdı. Republic was born as a regime which was constructed on a structure in herited from Ottoman. Breaking down old perceptions and attitudes and detaching which have located society's personality forages, were not easy. What exactly the regime was must have told to public and the people who take the pulse of the public and what should be done must have been internalized by them. The regime of republic was comprehended by some circles but there were such a circles that their perceiving and internalizing the republican regime would make things more easier. However, thought was not turn to reality. Pashas struggled with the same case for years were not defender of the case on the political arena. Division bells would ring for them as the post-revolution. Nevertheless with all the speed of reforms housed the dynamism of realization in