Abstract:
Türk Devrimi süreci, öncelikle Osmanlı Devleti'nden kalan kurumları ve o yapı ileözdeşleşen algıları ulusallık bağlamında "yeniden biçimlendirmeye" çalışıyordu. Diğer taraftanda kendisi, bu geleneksel algılayışlara göre biçimlenmek durumunda kalıyordu. Bununyanında doğal olarak bir iktidar ve egemenlik anlayışına sahip olması dolayısıyla; "Vatandaş/ Ulusun Bireyi" olarak tanımladığı toplumu, bu yeni "Egemenlik" anlayış çerçevesindebiçimlendirmeye çalışmıştır. Böylece daha öncesinde Osmanlı Devleti'nin "Müslüman-AileKadını" algısının yerine "Cumhuriyetçi Asri Kadın" algısının yerleştirilmesine çabalanmıştır.Bu makale de, kadınlığın Türkiye'de Osmanlı'dan Cumhuriyet'e giden süreçte, mevcut"Egemenlik" anlayışı tarafından nasıl bir biçimlendirilme yaşadığını ortaya koymayıamaçlamaktadır.Turkish revolution process primarily tried to reform institutions and perceptionsthat perpatuated with the structure which vestigial from the Ottoman Empire. Moreover, therevolution was formed itself according to the traditional perception. In addition,the possessionof a natural sense of power and sovereignty, it tried to form people in the framework of thisnew sovereignty understanding which had been described as a Citizen/ Individual of Nation.Thus, it was endeavored to establish Republican Modern Woman instead of Muslim-FamilyWoman perception. This article aims to introduce how womanhood is formed by sovereigntymentality in the process from Ottoman Empire to Republic in Turkey.