Abstract:
Her Giritli, Giritli olmaktan gurur duyuyordu. Giritliler, dış dünyaya belli ölçülerde kapalı bu alanda ortak tavırlar, ortak duygusal duruşlar ve ortak bir beden dili yaratmışlardı. Kuşkusuz, Rum'u Türk'ten ayıran özellikler ve giyim biçimleri vardı, ancak ayrıştıran özelliklerden daha çok, benzer özellikleri bulunuyordu. Bu kadar iç içe yaşam ve ortak kültür, alınan mübadele kararıyla bozuluyordu. Mustafa Kemal'in Ordusu, Yunan kuvvetlerini Anadolu'dan çıkarması sonucunda yapılan antlaşmalar gereği, Batı Trakya dışındaki Yunanistanlı Müslümanlar gibi Giritli Müslümanlar da Mübadeleye tabi tutuluyorlardı… Mübadele edilecek Giritli Müslümanları Anadolu'ya taşımak için Seyr-i Sefain tarafından birçok gemi görevlendirildi. Bunlardan bir tanesi de Türk Kurtuluş Savaşında büyük işler başarmış 55 yaşındaki Ümit isimli bir gemiydi. Ümit, yaşlı, eskimiş ve çoktan emekliye ayrılması gereken bir gemiydi. Buna karşın Ümit, göçmen taşıma işinde kullanılıyordu. Ümit, durmadan iskeleden iskeleye savrulup duruyordu. Ümit'in yorgun bedeni bu hareketliliğe fazla dayanamayarak kendini Girit'in soğuk sularına bırakıyordu. Böylelikle Girit, Giritlilerin yüreğinde Ümit ise Girit'in soğuk sularında kalıyordu. Bu çalışmanın amacı, kurtuluş savaşında büyük işler başarmış "Ümit" İsimli gemiyi tanıtmak, doğdukları topraklardan ve ortak kültür yaşadıkları insanlardan göç yoluyla ayrılmak zorunda bırakılan insanların yaşadıkları zorlukları anlatmaktır