Abstract:
Cumhuriyetin ilk yıllarında kabul edilen Muhamat Kanunu (3 Nisan 1924), bazı avukatları tasfiyeye tabi tutmuş ve avukatlık kurumunu yeniden düzenlemiştir. Tasfiyeler, kanuni şartları avukatlık yapmaya uygun olmayanlar ve Mütareke Döneminde ülke aleyhine çalışmış olanlara yönelik gerçekleşmiştir. Önemli miktarda Gayrimüslim avukatın tasfiyeye tabi tutulması güçlü itirazlara neden olmuştur. Kanunun yoğun olarak tartışılmasının bir diğer nedeni, dönemin önemli muhaliflerinden Lütfi Fikri Bey'in İstanbul Barosu Başkanı olmasıdır. Bu nedenle Muhamat Kanunu, avukatlık kurumunun yeniden düzenlenmesinin yanı sıra, Cumhuriyet yönetiminin eski düzen yanlısı muhalefet ve Mütareke Döneminde ülke aleyhinde çalışmış Gayrimüslimlerle hesaplaşması olarak ta görülmüştür The Attorneyship Law (3 April 1924), which was ratified during the early years of the republic, subjected certain lawyers to dismissal and reorganized the establishment of attorneyship. The dismissals were applied to those who were not eligible to practice advocacy legally and those who worked against the state during the Ceasefire Era. Dismissal of quite a lot of non-Muslim lawyers led to severe objections. One of the other reasons why this law was discussed profoundly was due to Lütfi Fikri Bey who was the leading opponent of that time and the head of Istanbul Bar Association. Therefore, Attorneyship Law, along with reorganization of the establishment of attorneyship, considered as Republican regime's revenge on the opposition who were the proponent of former regime and non-Muslims who worked against the state during the Ceasefire Era.