dc.description.abstract |
Amaç: Ağustos 2009-Mart 2010 tarihleri arasında kliniğimizde gerçekleştirilen laparoskopik ameliyatların sonuçları ve komplikasyonları geriye dönük olarak değerlendirildi. Gereç ve yöntem: Kliniğimizde Ağustos 2009-Mart 2010 tarihleri arasında 32 hastaya (17 erkek, 15 kadın) laparoskopik ameliyat uygulandı. Ortalama yaşları 51,7 ± 14,3 (19- 72) yıl olan hastaların 15'i renal kitle, 5'i nonfonksiyone böbrek, 4'ü üreter taşı, 3'ü sürrenal kitle, 3'ü üreteropelvik bileşke darlığı, 2'si böbrek kisti nedeniyle ameliyat edildi. Laparoskopik girişimlerin 19'u transabdominal, 13'ü ise retroperitoneal yöntemle gerçekleştirildi. Her iki yöntemde de ortalama trokar yerleştirme süresi 16,6 ± 3,0 (15-25) dakikaydı. Bulgular: Transabdominal ve retroperitoneal tüm girişimlerin ortalama ameliyat süresi 173,3 ± 51,8 (90-300) dakikaydı. Perop ve postop dönemde ortalama 0,8 ± 1,5 (0-7) ünite eritrosit süspansiyonu kullanıldı. Hastalar ortalama 1,1 ± 0,3 (1-2) günde mobilize edildiler. Ameliyat sonrası dönemde ağrı kesici olarak 2,3 ± 0,6 (1-4) gün nonsteroid antiinflamatuar ilaç kullanıldı. Hastaların sondası ortalama 2,8 ± 2,8 (1-13) günde, dreni ise 4,9 ± 3,0 (2-14) günde çekildi. Hastanede ortalama kalış süresi 6,0 ± 3,1 (2-14) gündü. Dört (%12,5) hastada (3 renal kitle, 1 sürrenal kitle) renal ven yaralanmasına bağlı kanama nedeniyle açık operasyona geçildi. Bu hastalara perop dönemde 2 ünite eritrosit süspansiyonu verildi. Sonuç: Laparoskopi öğrenme eğrisi uzun olan cerrahi bir tekniktir. Transabdominal ve retroperitoneal laparoskopik girişimler düşük morbidite ve komplikasyon oranları, yüksek hasta memnuniyeti ve kısa hastanede kalış süresi ile tercih sebebidir. Bu minimal invaziv yöntemin sunduğu avantajlardan, değişik patolojileri olan hastalar yararlanabilmektedir. SUMMARY Objective: The results of the laparoscopic surgeries performed in our clinic between August 2009 and March 2010 and the complications that occurred due to these surgeries were evaluated retrospectively. Material and method: Thirty-two patients (17 men, 15 women) underwent laparoscopic surgery in our clinic. The mean age of the patients was 51.7 ± 14.3 (19-72) years and the indications for surgery were renal mass in 15 patients, non-functional kidney in 5 patients, ureter stone in 4 patients, adrenal mass in 3 patients, ureteropelvic junction obstruction in 3 patients and renal cyst in 2 patients. Of the 32 laparoscopic interventions, 19 were performed transabdominally and 13 were performed retroperitoneally. For both methods, the mean throcar placement duration was 16.6 ± 3.0 (15-25) minutes. Results: Mean duration of surgery was 173.3 ± 51.8 (90-300) minutes for the transabdominal and retroperitoneal interventions. An average of 0.8 ± 1.5 (0-7) units of erythrocyte suspension were used peroperatively and postoperatively. The patients were mobilized at 1.1 ± 0.3 (1-2) days. Nonsteroid anti-inflammatory drugs were administered as analgesics for 2.3 ± 0.6 (1-4) days, on average. The urethral catheters were removed after 2.8 ± 2.8 ( 1-13) days and the drainage tubes were removed after 4.9 ± 3.0 (2-14) days. Mean hospital stay was 6.0 ± 3.1 (2-14) days. Four patients (12.5%, 3 with renal mass and 1 with surrenal mass) were converted to open surgery due to renal vein injury. Peroperatively, 2 units of erythrocyte suspension were given to these patients. Conclusion: Laparoscopy is a surgical technique that requires a long learning curve. Transabdominal and retroperitoneal laparoscopic interventions are preferable since they are associated with low morbidity, low complication rates, high patient satisfaction and short hospital stay. Patients with various pathologies may benefit from the advantages offered by this minimal invasive method. |
en_US |