DSpace Repository

Hışıltılı çocuklarda demografik özellikler ve atakları etkileyen faktörler

Show simple item record

dc.contributor.author Arslan, Hatice
dc.date.accessioned 2015-11-27T16:51:12Z NULL
dc.date.available 2015-11-27T16:51:12Z NULL
dc.date.issued 2011
dc.identifier.uri http://hdl.handle.net/20.500.12397/13429 NULL
dc.description.abstract Hışıltı, çocuk hekimlerinin sıkça karşılaştığı bir klinik tablodur. Beş yaşından önce tanı alan astımlı çocukların 1/3'ünde ilk semptomların iki yaştan önce başladığı bildirilmektedir. Tekrarlayan hışıltı atakları çocuğun beslenmesini, günlük yaşam kalitesini, büyüme ve gelişmesini etkilemektedir. Sadece yaptığı morbidite ve mortalite nedeni ile değil, aynı zamanda erişkin yaşlardaki uzun dönem sekelleri nedeni ile de persistan hışıltının erken tanınması ve altta yatan risk faktörlerinin azaltılması önemlidir.Tekrarlayan hışıltı atakları olan çocukların demografik özelliklerini ve atakları etkileyen faktörleri değerlendirdiğimiz çalışmamızda son bir yılda geçirilen hışıltı atak sayısı bakımından iki cinsiyet arasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmadı. Çalışmamızda hastaların başvurudaki yaşları ortalama 19,63±8,76 ay bulundu. Atak sayısına göre yaş ortalamaları değerlendirildiğinde son bir yılda atak sayısı üçten az olanlarda yaş ortalamasının yüksek olması istatistiksel olarak anlamlı bulundu (p<0,05). Literatür bilgisini destekleyecek biçimde yaş ilerledikçe hışıltılı atak sayısının azaldığı görüldü.Yaptığımız çalışmada, gestasyonel yaş, doğum ağırlığı, yaşadığı ortamın özellikleri ile hışıltı sıklığı arasında anlamlı bir ilişki saptanmadı. Aile öyküsünde atopi olması açısından iki grup arasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmadı. Ebeveynleri sigara içen ve içmeyen hastalar atak sayısı açısından karşılaştırıldığında aralarında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmadı.Çalışmamızda geçirilen atak sayısı ile atak esnasında hastaların lökosit sayısı, eritrosit sedimantasyon hızı ve C-reaktif protein düzeyleri arasında korelasyon araştırıldığında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki saptanmadı. Çalışmaya dahil edilen hastaların yaşı 5-36 ay arasında olup, bu yaş grubunda en sık hışıltı etkeni viral enfeksiyonlar olduğu için, hastalarda gruplar arasında lökosit sayısı ve diğer inflamatuvar göstergeler arasında fark olmaması anlamlı kabul edilebilmektedir.Hastalarımızda en sık görülen akciğer grafisi bulguları; bronkovasküler yapılarda belirginleşme ve infiltrasyonlar idi, sonuçlar literatür ile uyumluydu.Çalışmada gastroözefageal reflü, gastroözefageal reflü sintigrafisi ve özefagus-mide-duodenum grafisi ile araştırıldı, hastaların %18,2'sinde pozitif bulundu.Çalışmaya alınan hastaların hepsinin hışıltı nedeniyle başvuran çocuklar olması nedeniyle literatürden farklı bazı sonuçlar ortaya çıkmıştır. Çalışmamızda hışıltı atağı nedeniyle başvuran çocukların hangilerinde atakların tekrar edebileceği araştırılmaya çalışılmıştır. Hışıltı atağının oluşmasında, şiddetinde ve tekrarlamasında sosyoekonomik faktörler önemli bir yer tutmaktadır. Tekrarlayan hışıltı ataklarında risk faktörlerinin bilinmesi ve bunların önlenmesine yönelik girişimlerde bulunulması, süt çocuklarının sağlığı ve gelişimi açısından büyük önem taşımaktadır.Wheezing is a frequently encountered clinical entity by the pediatricians. Early disease-related symptoms have been reported to begin before the age of two among one third of the asthmatic children, who were diagnosed before the age of five. Recurrent episodes of wheezing might have an effect on nutritional status, quality of daily life, growth and development of the children. Because of the morbidity and mortality, as well as the long-term sequelae emerging at advanced ages, early detection of persistent wheezing and reducing underlying risk factors are significantly important.In the current study, we evaluated demographic characteristics of the children experiencing recurrent episodes of wheezing attacks and the factors triggering these attacks, and consequently, we detected no statistically significant difference between the two genders with regard to the number of wheezing attacks over the last year. The average age of the patients at admission was found as 19.63 ± 8.76 months. When we evaluated the average age by the number of attacks, we demonstrated higher average age levels in those with less than three average number of attacks over the last year, which was interpreted as statistically significant (p <0.05). Decreased number of wheezy attacks with age was compatible with the literature, as well. In our study, there was no significant relationship between the frequency of wheezing attacks and gestational age, birth weight, and children's environmental characteristics. Additionally, with regard to the family history of atopy, no statistically significant difference was detected between the two groups. When we compared the children of the smoking and non-smoking parents in terms of the number of wheezing attacks, we could not find any statistically significant difference between them. When we evaluated the relationship between the number of wheezing attacks and leukocyte count, erythrocyte sedimentation rate and C-reactive protein levels, we could not find any statistically significant correlation. The average age of the participants was between 5-36 months. Moreover, viral agents are known as the most common cause of the wheezing attacks in this age group. With this approach, it was considered significant that no statistically significant difference was detected between the groups with regard to leukocyte count, as well as other inflammatory markers.The most common chest X-ray findings observed in our patients were prominence in bronchovascular structures and infiltrations, which were consistent with the data in the literature, as well.Furthermore, we investigated gastroesophageal reflux by gastroesophageal reflux scintigraphy and esophagogastroduedenography and 18.2% of the participants was found positive. In consequence of all the patients were admitted with the symptom of wheezing, we achieved some results inconsistent with the literature. We also aimed to investigate in which of the participating children wheezing attacks that may relapse.Socio-economic factors have a considerably important effect on the emergence, severity, and recurrence of the wheezing attacks. In terms of recurrent episodes of wheezing, identifying the risk factors leading to wheezing attacks and taking the essential steps to prevent these attacks are highly important for the general health status and development of the infants. en_US
dc.language.iso tr en_US
dc.publisher Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi en_US
dc.subject Hışıltılı çocuk, etiyoloji, risk faktörleri,Wheezy child, etiology, risk factors. en_US
dc.title Hışıltılı çocuklarda demografik özellikler ve atakları etkileyen faktörler en_US
dc.title.alternative Demographic characteristics and the risk factors affecting attacks in wheezy infants en_US
dc.type Thesis en_US


Files in this item

This item appears in the following Collection(s)

Show simple item record

Search DSpace


Advanced Search

Browse

My Account