Abstract:
Dermoskopi, dermatolojide başlıca melanomun erken tanısında, pigmente deri lezyonlarının ayırıcı tanısında ve çıplak gözle görülemeyen vasküler yapıların değerlendirilmesinde kullanılmaktadır.Yakın zamandaki çalışmalar, saçlı deri dermatozlarında dermoskopinin klinik bulguların tanıda yeterli olmadığı ve patolojik verilerin yol gösteremediği durumlarda tanının doğrulanmasında bir metot olarak kullanılabileceğini göstermiştir. Dermoskopi saçlı deri ve saçların hızlı, detaylı ve invazif olmayan bir şekilde görüntülenmesine olanak sağlamaktadır. Bu çalışmada saçlı deriyi tutan dermatozlarda dermoskopi yöntemi kullanılarak bulguların değerlendirilmesi, tanı ve ayırıcı tanıda belirleyici özelliklerin tanımlanması amaçlanmıştır. Çalışmaya öykü ve klinik bulgularla saçlı deride psoriyazis, sebopsoriyazis ve ekzema seboreikum tanısı alan 46 olgu, biyopsilerle sikatrisyel alopesi tanısı alan 20 olgu, öykü ve klinik bulgularla nonsikatrisyel alopesi tanısı alan 54 olgu ve saçlı deride dermatolojik şikayet tanımlamayan benzer yaş grubundan 50 hastalık bir kontrol grubu alınmıştır. Hastaların saçlı derilerindeki lezyonlu bölge ve lezyonsuz frontal, parietal, oksipital bölgelerine, kontrol hastalarının frontal, parietal, oksipital bölgelerine Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı bünyesinde bulunan dijital dermatoskop (MoleMax II) kullanılarak dermoskopik bakı yapılmış, özellikler kaydedilmiştir. Çalışmamızda psoriyazisis, sebopsoriyazis, ekzema seboreikumda saçlı deride kıvrımlı kırmızı ilmek izlenmesi istatistiksel olarak anlamlı saptanmıştır. Özellikle psoriyazis hastalarında, saçlı deri dermoskopisinde kıvrımlı kırmızı ilmek görülme oranı daha yüksek bulunmuştur. Alopesi areata, androgenetik alopesi ve diskoid lupus eritematozus tanılı hastaların güneşe maruz kalan alopesik alanlarında bal peteği pigment paterni izlenmiş olup kontrol grubunda ve psoriyazis, ekzema seboreikum, sebopsoriyazis tanılı hastalarda bu patern izlenmemiştir. Sarı noktalar alopesi areata ve androgenetik alopesili hastalarda izlenmiş olup telogen effluviumlu hastalarda izlenmemiştir. Nonsikatrisyel alopesi grubunda sarı nokta görülme olasılığı sikatrisyel alopesi grubuna göre anlamlı olarak yüksek bulunmuştur. Çalışmamızda alopesi areatalı hastalarda kadaverize saç %83,3, distrofik saç %33,3 ve ünlem işareti saç, %55,6 oranlarında izlenmiştir. Bu bulgular diğer saçlı deri dermatozlarında izlenmemiştir. Beyaz noktalar liken pilanopilaris ve akne keloidalis tanılı hastalarda izlenmiş olup, nonsikatrisyel alopesi grubunda gözlenmemiştir. Sikatrisyel alopesi grubunda beyaz nokta görülme olasılığı nonsikatrisyel alopesi grubuna göre anlamlı olarak yüksek bulunmuştur. Elde ettiğimiz veriler dermoskopininæ sikatrisyel ve nonsikatrisyel alopesilerin ayırımında, nonsikatrisyel alopesilerin ayırıcı tanısında, ayrıca psoriyazisin, ekzema seboreikum ve diğer dermatozlardan ayırımında faydalı bir teknik olduğunu desteklemektedir. Dermoscopy is mainly used in the early diagnosis of melanoma, in the differential diagnosis of pigmented skin lesions and utilized in the evaluation of vascular structures which cannot be seen with naked eye. Recent studies have shown that dermoscopy is not adequate in clinical evidence of scalp disorders and it can be employed as a verification method of the diagnosis under the conditions that pathological findings cannot lead. Dermoscopy allows scalp and hair to grow fast and to be displayed in a non-invasive way. In this study, it is aimed to evaluate the findings in scalp disorder by using dermoscopy method and describe the determining features in diagnosis and distinctive diagnosis. 46 cases diagnosed with psoriasis, sebopsoriasis and seborrheic dermatitis, 20 cases diagnosed with cicatricial alopecia, 54 events diagnosed with noncicatricial alopecia through patient history and clinical findings were accepted in the study and 50 patients from similar age group with no dermatological complaints regarding scalp were taken as control group. Diagnosis was confirmed by scalp biopsy all cases of cicatricial alopecia. Utilizing digital dermatoscopy (MoleMax II) present at Dokuz Eylül University Medicine Faculty Dermatology and Venereology Department, dermascopic inspection was carried out in scalp areas with lesion and frontal, parietal and occipital sites with no lesion and the same inspection was performed on frontal, parietal and occipital parts of control patients and their features were recorded. Monitoring twisted red loop in psoriasis, sebopsoriasis, seborrheic dermatitis were identified as significant statistically in our study. Particularly in patients with psoriasis, the prevalence of twisted red loop observed in scalp dermascopy was found out to be high. Honeycomb pigment pattern was followed in alopecic areas exposed to the sunlight in patients diagnosed with alopecia areata, androgenetic alopecia and dyscoid lupus erythematosus, on the other hand, this pattern was not watched in patients diagnosed with psoriasis, seborrheic dermatitis and sebopsoriasis. Yellow dots were observed in cases with alopecia areata and androgenetic alopecia, however this condition was not seen in cases with telogen effluvium. The prevalence of yellow dots seen in noncicatricial alopecia group was found out to be significantly high when compared to that of cicatricial alopecia group. In our study, cadaverized hair in patients with alopecia areata was followed at 83.3 %, dystrophic hair was observed at 33,3 % and exclamation- point hair was monitored at 55,6 %. These findings were not observed in other scalp disorders. While white dots were seen in patients diagnosed with lichen planopilaris and acne keloidalis nuchae, they were not observed in noncicatricial alopecia group. The likelihood of white dots seen in cicatricial alopecia group was discovered high when compared to that of noncicatricial alopecia. The data we obtained have supported that dermoscopy is a beneficial technique in the differentiation of cicatricial and noncicatricial alopecia, distinctive diagnosis of noncicatricial alopecia and in addition to these, it is also useful in the selection of psoriasis, seborrheic dermatitis and other dermatoses.