Abstract:
Amaç ve Hipotez: Lenfödem tedavisinde günümüzde kabul gören tedavi komplet ya da kompleks dekonjestif terapi olarak adlandırılır. Pnömatik kompresyon tedavisinin lenfödem tedavisinde kullanımı ile ilgili kesin bir görüş yoktur. Bu çalışmanın amacı meme kanseri tedavisi sonrasında lenfödem gelişen kadın hastalarda kompleks/komplet dekonjestif terapiye pnömatik kompresyon tedavisinin eklenmesinin etkilerini araştırmaktır. Yöntem: Dokuz Eylül Üniversitesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Polikliniğine Şubat 2009 - Ocak 2010 tarihleri arasında başvuran 42 hastadan çalışma kriterlerini sağlayan 15 hasta çalışmaya alındı. Hastalar iki gruba randomize edildi. Tüm hastalara 20 seans komplet dekonjestif terapi uygulandı. Gruplardan birine ek olarak pnömatik kompresyon tedavisi uygulandı. Hastaların tedavi başlangıcında, 10., 20. günde (tedavi bitişi) ve tedavi sonrası 1. ve 3. aylarda omuz eklem hareket açıklıkları ölçümü, her iki üst ekstremitenin çevre ve hacim ölçümleri yapıldı. Hastaların kol-el ödemi, kol-el çevresi toplam farkı ve kol-el hacim yüzde (%) farkıyla değerlendirildi. Bulgular: Komplet dekonjestif terapi (KDT) grubu (n=8) ile komplet dekonjestif terapi ve pnömatik kompresyonun birlikte uygulandığı (KDT+IPK) grubunun (n=7) demografik özellikleri ve başlangıç verileri benzerdi. Her iki grupta da tedavi başlangıcına göre 10., 20. günlerde, 1. ve 3. aylarda kol-el çevresi toplam farkında ve kol-el hacim % farkında anlamlı azalma saptandı. Her iki grup arasında tüm zamanlarda tedaviye yanıt açısından anlamlı fark saptanmadı. Hastaların omuz eklem hareket açıklıklarında gruplardan bağımsız olarak başlangıca göre 10., 20. günlerde, 1. ve 3. aylarda anlamlı artış saptandı. Sonuç: Komplet dekonjestif terapinin tek başına ya da pnömatik kompresyon tedavisiyle birlikte meme kanseri tedavisine bağlı lenfödemin tedavisinde etkin bir yöntem olduğu bulundu. İntermittan pnömatik kompresyon tedavisinin komplet dekonjestif terapiye eklenmesinin ek yarar sağladığına dair anlamlı kanıt saptanmadı. Bu durum alınan hasta sayısının azlığıyla ilgili olabilir. Daha fazla sayıda hasta ile yapılacak ileri çalışmalara gereksinim vardır. Anahtar sözcükler: Meme kanseri, lenfödem, komplet dekonjestif terapi, pnömatik kompresyon tedavisi Aim and Hypothesis: Contemporarily, accepted therapy in the treatment of lymphedema today is known as complete or complex decongestive therapy. There is not a certain opinion regarding pneumatic compression therapy on the treatment of lymphedema. The purpose of this study is to examine the effects of adding pneumatic compression therapy to complex / complete decongestive therapy on female patients who developed lymphedema after breast cancer treatment. Method: Among 42 patients, who applied to Dokuz Eylul University Physical Medicine and Rehabilitation Department Outpatient Clinic between February 2009 and January 2010, 15 patients, who satisfied the study criteria enrolled in the study. The patients were randomized into two groups. Decongestive therapy was performed to all patients during 20 sessions. In addition to the decongestive therapy one of these groups were treated with also pneumatic compression. The patients' shoulder range of motion and circumference and volume of both upper extremities are measured at the beginning of treatment, on the 10th and 20th days (end of treatment) and one month and three months after treatment. Arm edema of the patients was assessed by total difference of arm-hand circumference and arm-hand volume percentage difference. Results: Complete Decongestive Therapy (CDT) group (n = 8) and Complete Decongestive Therapy combining with intermittent pneumatic compression (CDT + IPC) group (n = 7) were similar in demographic characteristics and baseline data. Significant reduction has been realized on total difference of arm-hand circumference and arm-hand volume percentage difference on the 10th & 20th days and 1st & 3rd months versus the beginning of treatment. For all measurement times, there was no significant difference between two groups in terms of response to the treatment. Regardless of groups, significant increase have noted on shoulder range of motion on 10th, 20th days and 1st and 3rd months versus the beginning of treatment. Conclusion: In the treatment of breast cancer treatment related lymphedema in woman, complete decongestive therapy alone or with pneumatic compression therapy was found to be an effective method. Findings on adding intermittent pneumatic compression therapy to complete decongestive therapy provides no additional significant benefit. This may be related to the small number of patients, who participated in the study. Further studies are required with greater number of patients. Key words: Breast cancer, lymphedema, complete decongestive therapy, intermittent pneumatic compression