Abstract:
Amaç: Septoplasti öncesinde-sonrasında objektif testler ile nazal hava yolununun ve subjektif testler ile koku fonksiyonunun değerlendirilmesi Gereç ve Yöntem: Bu çalışma Ocak 2010 ve Temmuz 2010 tarihleri arasında yapıldı. Septoplasti ameliyatı yapılan 31 hasta ameliyat öncesinde ve ameliyat sonrası 8. haftada nazal hava akımındaki değişiklikler açısından objektif testler olan pik floumetri (PF) ve anterior rinomanometri (RM) testleri ile; koku fonksiyonu açısından ise Sniffin' Sticks test bataryası kullanılarak subjektif testlerden koku eşiği, koku ayrımı ve koku tanımlama testleri ile değerlendirildi. Ameliyat öncesi ve sonrasında yapılan değerlendirmeler açısından olgular tüm gruba yönelik yapılan karşılaştırmaların yanı sıra, septum deviasyonunun lokalizasyonuna göre alt (18 olgu) ve üst (13 olgu) septum deviasyonu olarak iki ayrı gruba ayrılarak da ayrıca karşılaştırıldı. Genel anesteziye bağlı koku fonksiyonunda etkilenme olup olmadığının araştırılması için de burun patolojisi dışı nedenlerle genel anestezi altında direkt laringoskopi, timpanoplasti ve timpanomastoidektomi yapılan 14 hasta kontrol grubu olarak kullanıldı. Ameliyat öncesi ve sonrası verilerin istatistiksel olarak karşılaştırılmasında tüm hasta grubunda t testi ve ki-kare testi, üst ve alt septum deviasyonu olan olgularda yapılan karşılaştırmalarda ve kontrol grubunda yapılan karşılaştırmalarda ise Wilcoxon işaretlenmiş sıralı testi kullanıldı. Bulgular: Hasta grubunda PF ve RM testleri ile ameliyat sonrasında nazal hava akımında istatistiksel olarak anlamlı düzelmeler olduğu saptandı (p<0.05). Koku eşiği, koku ayrımı ve koku tanımlama testleri ve her üç testin kombine değerlendirmeye alındığı TDI (threshold, discrimination, identification) değerlerinde ise gerek tüm hasta grubunda gerekse üst ve alt septum deviasyonu olan hastalarda ameliyat öncesi ve sonrası değerler arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptanmadı (p>0.05). Kontrol grubunda ise ameliyat öncesi ve sonrasında koku ayrımı testinde ameliyat sonrasında istatistiksel olarak anlamlı düzeyde artış saptanırken (p<0.05), koku eşiği, koku tanımlama testleri ve kombine değerlendirmedeki TDI değerlerinde istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptanmadı (p>0.05). Sonuç: Septoplasti sonrası objektif testlerle nazal hava akımında artışlar saptandı. Cerrahi öncesi ve sonrası yapılan subjektif koku testlerinde ise, istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptanmadı. Bulgularımız artmış hava akımının koku fonksiyonunu olumlu yönde etkilemediğini ve cerrahiye bağlı olarak koku fonksiyonunda negatif yönde etkilenme olmadığını göstermektedir. Kontrol grubunda ise yalnızca koku ayrımı testinde saptanan olumlu yöndeki değişikliği açıklamak mümkün olmamakla birlikte; koku eşiği, koku tanımlama ve kombine TDI skorlarında cerrahi öncesi ve sonrası değerlerin karşılaştırılmasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptanmamış olması bu gruptaki temel değerlendirme verilerinin stabil olduğu yönündedir. Objective: Aim of our study was to evaluate nasal airflow by objective tests and olfactory function by threshold ? suprathreshold tests before and after septoplasty Material and Methods: This study was done in between January 2010 and July 2010. Olfactory function was assessed in 31 patients who underwent septoplasty. Assesment of alteration in nasal air flow was done by using objective tests of peak flowmetry (PF) and anterior rhinomanometry (RM). Olfactory function was evaluated by subjective tests of smell threshold, discrimination and identification using Sniffin? Sticks test battery. Measurements were performed preoperatively and 8 weeks postoperatively. In addition to analysis applied to the whole group, assessments of olfactory function was compared between two separate groups according to location of the septum deviation as inferior (18 cases) and superior (13 cases). In order to evaluate loss of olfactory function due to general anesthesia, we used 14 patients who had surgery of any cause other than nasal pathology under general anesthesia; direct laryngoscopy, tympanoplasty and tympanomastoidectomy; as our control group. To compare pre and postoperative data statistically, we used t test and chi square tests for all patient groups; and Wilcoxon signed rank test for comparison of inferior and superior septum deviation cases and control group. Results: The PF and RM tests applied to patient groups revealed statistically significant postoperative improvements in the nasal airflow (p<0.05). No statistically significant differences were found in both groups and inferior/superior septum deviation groups in terms of pre and post operative values of odor threshold, discrimination, and identification tests and TDI values (threshold, discrimination, identification) where data of all three tests were assessed in combination (p>0.05). Later on septal surgery measurements revealed significantly higher odor thresholds in control group compared to pre and postoperative period (p<0.05). Whereas no such conclusions were made for odor threshold, smell identification and combined TDI values (p>0.05). Conclusion: Improvement of nasal air flow was found by objective measurements after septoplasty. In contrast, no statististically significant changes were found in subjective smell tests applied during preoperative and postoperative periods. The present data of our study indicates that increased air flow does not cause improvement of olfactory function and no adverse changes were observed due to the surgery. It was not possible to explain the improvement determined only in the smell discrimination test in the control group. However, it may be hypothesized that basic assessments gathered from the control group are stable, as no statistically significant differences were found in smell threshold, smell identification and combined TDI scores when pre and postoperative measurements were compared.