Abstract:
Amaç: Multipl sklerozda (MS) hastalığın başlangıcında veya hastalık seyrinde beyin sapı yapıları sıklıkla tutulmaktadır. Beyin sapı etkilenmesi olan hastalarda kalıcı dizabilite gelişme olasılığı beyin sapı tutuluşu olmayanlara göre daha yüksektir. Bu çalışmada, beyin sapı tutuluşu olan MS'lilerde ayrıntılı nörooftalmolojik ve nörootolojik değerlendirme ile lezyon lokalizasyonu ve lateralizasyonu yapmak, beyin sapı işitsel uyarılmış potansiyel (BSİUP) incelemesi ve beyin manyetik rezonans görüntüleme (MRG) ile saptanan patolojik bulguların klinik ile korelasyonunu değerlendirmek ve tanıya katkısını saptamak amaçlandı. Yöntem: Çalışmamıza ilk kez beyin sapı atağı geçiren 17 hasta (7 KİS, 10 RRMS), öyküde beyin sapı etkilenmesi olan ve sekel beyin sapı tutuluş bulgularına sahip 19 hasta (10 RRMS ve 9 SPMS) ile 13 yaş-cinsiyet olarak uyumlu sağlıklı kontrol alındı. Çalışmaya alınan olgulara nörolojik muayene ile ayrıntılı nörooftalmolojik ve nörootolojik muayene, BSİUP incelemesi ve beyin MRG'de 4 ve 3mm'lik beyinsapı kesitlerinde (T2 lezyon, kontrast tutan lezyon, beyin sapı volüm incelemeleri ) yapıldı. Bulgular: Hastalarda 4 mm'lik beyin sapı kesitlerinde %80, 3 mm'rik kesitlerde %82.9 beyin sapı patolojisi saptandı. Tüm hasta grubunda %66,6 oranında BSİUP patolojisibulundu. Beyin sapı etkilenmesi olan MS hastalarında MRG'de patoloji saptanma oranı BSİUP'a göre anlamlı şekilde yüksek bulundu (p=0.012). Kronik hastalarda kontrollere ve akut hastalara göre beyin sapı volümü anlamlı olarak daha düşük saptandı (p=0.001, p=0.008). Volüm incelemelerinde KİS ve kontrol grubu arasında fark bulunmadı. KİS hastalarında EDSS puanı yüksek olanlarda beyin sapı volümü EDSS puanı düşük olanlardan anlamlı olarak daha düşük saptandı (p=0.008). RRMS grubunda kontrollere göre beyin sapı volümü anlamlı olarak düşük bulundu. (p=0.017). SPMS'li hastalarda kontroller, KİS ve RRMS grubuna göre beyin sapı volümü anlamlı olarak daha düşük bulundu (p=0.001, p=0.014, p=0.005). Sonuç: Beyin sapı tutuluşu olan hastalarda patolojiyi gösterme açısından MRG, BSİUP'a üstün bulundu. Klinik bulguların lokalizasyonunda istatistiksel anlamlılığa ulaşan BSİUP üstünlüğü saptandı. Hastalığın erken dönemlerinde bile beyin sapında volüm düşüklüğü olmakla beraber hastalık kronikleştikçe beyin sapı volümünün düştüğü görüldü. Objective: Brainstem structures frequently involved in the initial and course of MS. Patients with brainstem involvement are more likely to develop persistent disability than patients without brainstem involvement. In the present study we aimed to apply lateralization and localisation of lesion through detailed neuroophtalmological and neurootological assessment, to assess the correlation of pathological findings which were identified through brain stem auditory-evoked potential (BAEP) and brain magnetic resonance imaging (MRI) and to identify its contribution to diagnosis. Material and Methods: In our study, we included 17 patients who experienced the first brainstem relapse (7 CIS and 10 RRMS), 19 patients with brainstem involvement and sequel brainstem symptoms and 13 age and sex matched healty subjects. All subjects were applied neurological, and detailed neuroophtalmological and neurootological examination, as well as BAEP analysis and brain MRI in 3 and 4 mm brainstem sections ( T2 lesion, lesion contrast enhancement, brainstem volume measurement). Results: In 4 mm brainstem sections, 80 % of patients had brainstem MRI pathology. In those with 3 mm sections, 82.9 % patients had brainstem MRI lesions. In the whole patient group 66,6 % of patients had BAEP pathology. In MS patients group with brainstem involvement, rate of pathology in MRI was significantly higher comparing to BAEP (p=0.012). Brainstem volume was found to be significantly lower in choronical patients comparing with control group and acute patients (p=0.001, p=0.008). No difference was found in volume measurement between CIS and control group. It was determined that among CIS patients, brain stem volume was found to be significantly lower in patients with higher EDSS scores than those with lower scores (p=0.008). Brainstem volume was found to be significantly lower in RRMS group than controls (p=0.017). It was also significantly lower in SPMS group than controls, CİS, RRMS group, brainstem volume was found to be (p=0.001, p=0.005 , p=0.014). Conclusion: In terms of determining brainstem involvement, MRI found to be more sensitive than BAEP. For localization of clinical findings BAEP had statistical significant superiority. Although decreased brainstem volume was found even in the early period of the illness, the patients had chronical diease the more the brainstem volume decreased.