Abstract:
Amaç: Hepatosellüler karsinom (HSK), dünya genelinde en sık görülen beÄ¢inci tümördür ve yılda 500.000 den fazla ölüme yol açar (1, 2). Viral hepatitlere bağlı kronik karaciğer hastalığı zemininde geliÄ¢en HSK da tedavi gerektiren sadece tümörün kendisini değil, aynı zamanda altta yatan karaciğer hastalığıdır. Hepatosellüler kanser tedavisinde kür sağlayıcı tek yöntem karaciğer nakli (KN) veya karaciğer rezksiyonu (KR)'dur. Cerrahi rezeksiyon, küratif bir yöntem olmasına rağmen sirozun varlığı veya tümörün sayısal çokluğu rezeksiyona engel olmaktadır. Karaciğer nakli, hem altta yatan kronik karaciğer hastalığının tedavisinde hem de HSK tedavisinde kür sağlayıcı bir tedavidir. Bu çalıÄ¢mada kliniğimizde gerçekleÄ¢tirilen sirotik HSK'li hastalarda KN ve KR'nun karÄ¢ılaÄ¢tırılması amaçlanmıÄ¢tır. Yöntem ve Gereç: Ocak 1998 - Ocak 2010 tarihleri arasında Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Hepatopankreatobiliyer Cerrahi Birimi'nde hepatosellüler kanser nedeniyle KN uygulanan 57 ve KR uygulanan 36 hasta retrospektif olarak; erken dönem komplikasyon ve sağkalım açısından değerlendirildi. Bulgular: Olguların ortalama takip süresi 34 aydı ve iki grubunda takip süre oranları yaklaÄ¢ık aynıydı. Hastanede kalıÄ¢ süresi KN grubunda, KR grubundan anlamlı olarak daha uzundu (p <0,001). Child-Turcotte-Pugh (CTP) A HSK hastalarında KR anlamlı olarak daha fazla (p =0,001); CTP B hastalarında KN daha fazla (p=0,03) uygulandı. Child-Turcotte-Pugh C olan HSK hastalarda ise sadece KN yapıldı. Postoperatif komplikasyon oranları ve erken operatif mortalite oranları iki grup arasında benzerdi. Genel sağkalım oranı, KN grubunda KR grubuna göre anlamlı olarak uzundu (p=0,001). Hastalıksız sağkalım oranları benzer Ä¢ekilde KN grubunda daha fazlaydı (p=0,00). Karaciğer nakli ve KR operasyonları öncesi uygulanan lokal ablatif yöntemler (kemoembolizasyon, radyofrekans ablasyon, alkol enjeksiyonu) iki grup arasında benzerdi. Karaciğer nakli yapılan hastaların %87'si Milan kriterlerine uyan HSK'li hastalardı. Milan kriterlerine uyan hastalarda KN istatiksel olarak fazla uygulandı ve KR grubuna kıyasla daha uzun sağkalım oranı (p=0,01) ve daha iyi hastalıksız sağkalım oranına sahipti (p=0,00). HSK nüks oranlarında ise KN ve KR grupları arasında anlamlı fark yoktu (p<0,232). Sonuç: ÇalıÄ¢mada KN'den sonra hastanede kalma süresinin, KR'una oranla daha uzun olduğu görüldü. Morbidite ve mortalite insidansı her iki grupta farklı değildi. Karaciğer nakil uygulanan hastalar, rezeksiyon uygulananlara kıyasla daha iyi genel ve hastalıksız sağkalım oranı gösterdi. Bu sonuçlar ıÄ¢ığında KN, sirotik doku zemininde geliÄ¢miÄ¢ olan tüm HSK olgularında sağladığı sağkalım avantajı ile öncelikli tedavi seçeneği olarak düÄ¢ünülmelidir. Purpose: Hepatocelluler carconima (HCC) is the fifth most common tumor all over the world and is responsible for over 500.000 deaths (1,2). HCC evolving out of chronic liver disease due to viral hepatitis requires treatment not only for the tumor itself, also undelying liver disease has to be treated. The only curative treatments of HCC are liver transplantation (LT) and liver resection (LR). Although surgical resection is a curative method, presence of cirhosis or multiplicity of tumor may preclude resection. Liver transplantation is a curative method that is effecvitve for both the underlying liver disease and HCC. In this study we aim to compare results of LT and LR performed for cirhotic patients in our clinic. Material and Method: Early complications and survivals of 57 patients went under LT and 36 patient went under LR for HCC in Dokuz Eylul University Medicine Faculty General Surgery Department Hepatopancreatobiliary Surgery Unit between January 1998 and January 2010 were evaluated retrospectively. Results: Mean follow up was 34 months and follow up times were similar between 2 groups. In LT gropu hospital stay was significantly longer than LR group (p <0,001). LR was performed singificantly more in HCC patients with ChildTurcotte-Pugh (CTP) class A disease (p =0,001); LT was performed more in CTP B patients (p=0,03). Patients with CTP C only went under LT. Postoperative compications and early operative mortality ranges were similar between 2 groups. Overall survival (p=0,001) was better in LT group than LR group (p=0,001) as disease-free survival (p=0,00). Local ablation methods performed before LT and LR (chemoembolization, radiafrequency ablation, alcohol injection) were not different between 2 groups. Eighty seven percent of patients went under LT were within the Milan criteria. LT was performed singificantly more for patients within Milan criteria and these patients had better survival (p=0,01) and disease free survival (p=0,00) than LR group. HCC recurrence ranges did not have significant difference between LT and LR groups (p<0,232). Conclusion: In this study we determined hospital stay was longer in LT than LR group. Morbidity and mortality were not different between 2 groups. Patients with LT had better overall and disease free survival than patients with resection. Consequently LT should be considered as the first choice treatment with its survival adventages in HCC developed on cirrhotic tissue.